Cümlenin Öğeleri
Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle (tümce) denir. Cümle, özne ve yüklem gibi temel; nesne, dolaylı tümleç ve zarf tümleci gibi yardımcı ögelerden oluşur.
Şimdi cümlenin ögelerine tek tek değinelim.
1. YÜKLEM
Cümlede kip ve zaman bildirerek yargıyı ortaya koyan temel unsurdur. Yüklem, tek başına cümle özelliği gösterir. Diğer ögeler yüklemin tamamlayıcı ögeleridir.
Cümlede yüklemi bulmak için herhangi bir öğeye soru soramayız. Onu çekimli durumda bulunan sözcüklerden anlarız. Örneğin;
“Anlıyorum” sözcüğü “anlamak” eyleminin şimdiki zamanla çekimlendiğini gösteriyor. Öyleyse yargı bildiriyor demektir. Dolayısıyla bu, bir cümledir.
“Bugün mutfakta anneme yardım ettim.”
cümlesindeki altı çizili söz birleşik fiil olduğu için,
“Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır.”
cümlesindeki altı çizili söz isim tamlaması olduğundan,
“Türkçe dersimize giren kişi genç bir öğretmendi.”
cümlesindeki altı çizili kısım ise sıfat tamlaması olduğundan bölünemez ve bu şekilde yüklem olur.
2. ÖZNE
Cümlede yüklemin bildirdiği işi, hareketi yapan ya da oluş içinde bulunan öğedir. Cümlenin temel öğesidir. Ancak her cümlede bulunmak zorunda değildir.
Cümlede özneyi bulmak için yükleme “kim” ve “ne” sorularını sorarız. Ancak özellikle “ne” sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan, biz özne sorusunu yükleme değişik biçimde sorarız. Örneğin;
“Bu elbiseyi annem aldı.”
cümlesinde “aldı” yüklemdir. Özneyi bulmak için yükleme “Alan kim?” diye soruyoruz. Cevap olarak “annem” geliyor. Öyleyse cümlenin öznesi bu sözcüktür.
Cümlede özne yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, açık olarak verilebileceği gibi, yüklemin çekiminden de çıkarılabilir. Cümlede olmayan, yüklemdeki kişi eklerinden anlaşılan bu tür öznelere “gizli özne” adı verilir.
“Ders çalışmana yardım ederim.”
cümlesinin yüklemi “yardım ederim” sözcüğüdür. Özneyi bulmak için “Yardım eden kim?” diye soruyoruz, “Ben” cevabı geliyor; ancak bu söz cümlede yok, biz bunu yüklemin bildirdiği kişiden çıkarıyoruz. Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir. Bu özne cümlede var olan ögelerden biri sayılmaz.
Yani “Gördüm.” cümlesinde öznenin “ben” olduğu görülse bile bu cümle sadece yüklemden oluşmuş sayılır.
Bazı cümlelerde işi yapan belli değildir. Bu cümlelerde işten etkilenen öğe sözde özne kabul edilir.
“Sokaklar çok güzel temizlendi.”
cümlesinde işi yapan belli değildir. Ama işten etkilenen öğe vardır. “Temizlenen ne?” sorusu bize “sokaklar” sözcüğünü veriyor. Bu şekildeki öznelere sözde özne denir.
Bazı cümlelerde ise özne bulunmaz. Yani eylemi yapan bazen belli değildir.
“Yağmurlu havalarda geziye gidilmez.”
cümlesinde “gidilmeyen ne, gidilmeyen kim?” gibi sorulara cevap alınmaz. Öyleyse cümlenin öznesi yoktur.
3. NESNE
Cümlede yüklemin bildirdiği işten etkilenen öğedir. Yükleme sorulan “kimi, neyi, ne” sorularına cevap verir. Nesneler hâl ekini alıp almamalarına göre iki grupta incelenir.
a. Belirtili Nesne
Nesne görevinde bulunan söz, “-i” hâl ekini almışsa, nesneye belirtili nesne denir.
“Kitabı öğretmenden aldı.”
cümlesinde “kitabı” nesnesi “-i” hal eki aldığından belirtili nesnedir.
b. Belirtisiz Nesne
Nesne görevinde bulunan söz “-i” hâl ekini almamışsa buna, belirtisiz nesne denir.
“Akşama kadar odasında kitap okudu.”
cümlesinde “kitap” nesnesi bu eki almamış ve belirtisiz nesne olmuştur.
4. DOLAYLI TÜMLEÇ
Yüklemin yöneldiği, bulunduğu, çıktığı yeri gösteren öğedir. Yükleme sorulan “-e”, “-de” ve “-den” hâl eklerini alan sorulara aynı ekleri alarak cevap veren sözcük ya da söz öbekleri dolaylı tümleç görevinde bulunur. Soruların ve cevapların aynı ekleri alması zorunluluğu, bunun diğer ögelerle karışmasına engel olur.
“Çözemediği soruları bana sorar.”
cümlesinde altı çizili öğeyi bulabilmek için yükleme “kime” sorusunu soruyoruz. Soru da cevap da aynı eki almış. Öyleyse “bana” sözü dolaylı tümleçtir.
“Akşama eve geç kalmayın.”
cümlesinde altı çizili sözcük de “-e” hâl ekini almıştır. Ancak bu ögeyi bulmak için yükleme “ne zaman” sorusunu soruyoruz. Görüldüğü gibi soru hâl eki almadan soruluyor. Öyleyse bu, “-e” hâl eki almış olmasına rağmen dolaylı tümleç değildir.
Aynı durumu “-de” ve “-den” eklerinde de görebiliriz.
“Sabah erkenden dağa çıkacağız.” “Öğrenciler henüz dersten çıkmadı.” “Okulun bahçesinde top oynadık.cümlelerindeki altı çizili sözler dolaylı tümleçtir.
5. ZARF TÜMLECİ
Yüklemin zamanını, durumunu, miktarını, yönünü, koşulunu vb. bildiren ögelerdir. Bunların her biri değişik bir soruyla bulunur.
“Yazın bol bol kitap okuyacağım.”
cümlesindeki altı çizili zarf “ne zaman”,
“Arabamız engebeli yolda ağır ağır ilerliyordu.”
cümlesinde altı çizili zarf “nasıl”,
“Çocuğun dersleri şaşılacak kadar iyiydi.
cümlesindeki altı çizili zarf “ne kadar”,
“Ayakkabıları içeri alın.”
cümlesindeki altı çizili zarf “nereye” sorusuna cevap vermiştir. Yükleme sorulan bu sorulara cevap veren ögeler daima zarftır.
CÜMLE VURGUSU
Cümlede asıl anlatılmak istenen öge vurgulanır. Biz konuşurken, önemsediğimiz ögeyi cümlenin herhangi bir yerinde ses tonumuzu yükselterek vurgulayabiliriz. Ancak yazıda bunu yapamayacağımızdan, vurgulamak istediğimiz öğeyi yükleme yaklaştırırız. Yani cümlede yükleme en yakın öğe, en çok vurgulanan öğedir.
“Babam bizi dün fuara götürdü.”
cümlesinde yükleme en yakın olduğu için dolaylı tümleç,
“Babam bizi fuara dün götürdü.”
cümlesinde yükleme en yakın olduğu için zarf tümleci;
“Babam fuara dün bizi götürdü.”
cümlesinde yükleme en yakın olduğu için nesne;
“Dün fuara bizi babam götürdü.”
cümlesinde yükleme en yakın olduğu için özne vurguludur.
ARA SÖZ
Cümleyi söylerken söz arasına sıkıştırılan, bazen bir öğenin açıklayıcısı, bazen cümle dışı unsur olan söz veya söz öbeklerine ara söz denir.
“Büyüdüğüm o güzel şehri, Bursa’yı, asla unutamam.”
cümlesinde “Bursa’yı” ara sözü cümlenin nesnesinin açıklayıcısı olarak kullanılmıştır. Ara söz daima açıkladığı öğeden sonra gelir.