KİTABIN ADI Anamın Kitabı
KİTABIN YAZARI YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
YAYIN EVİ İLETİŞİM YAYINLARI
SAYFA SAYISI 357
KİTABIN KONUSU:
Kendi topraklarından uzak bir insanın hor görülmesi hoş bir şey değildir.
KİTABIN ÖZETİ:
Olayımızın kahramanı olan Doktor Hikmet İzmir’e sürgün edilmiş bir memurdur. Doktor Hikmet sıkıntı ve dertlerden çökmüş orta yaşlı bir kişidir. Okumaya düşkün bir insandır. Doktor Hikmet Guraba Hastanesi’nden çıkınca sevgilisiyle sözleştiği yere koşan bir aşık gibi kalbi çarparak “Abjali’ nin” mağazasına gider ve hafta içinde gelmiş olan bütün kitap ve dergileri inceler. Bazen saatlerce mağazadan çıkmaz ve yanına bir iki kitap ve dergi alarak dışarı çıkar.
Bir ara gazete ve mecmualarını okuduktan sonra dibinde azıcık bir şarap olan bir bardak dikkatini çeker. Bardağın içinde bir karınca vardır. Şarabın içinde dönüp dolaşır, bir yere gidemez. Ve ona bakarak işte bende bu karınca gibi hiçbir yere gidemiyorum der.
Bu arada limandaki büyük vapurlardan birinin bacası ona, uzun mesafelerin ve uzun diyarların bağrından kopan bir nida gibi seslendi. İri vapur bacalarından çıkan bu yanık haykırışın Doktor Hikmet üzerinde Büyük bir etkisi olmuştu.
Doktor Hikmet birçok kitap ve dergi okumuştu. Ayrıca buralarda birçok memleketin tanımını okumuştu ve birçok bilgi edinmişti. Ancak buralara hiç gitmişti. Ve bu vapur seside Doktor Hikmet’i çağırıyordu. Hadi kalk gidelim” diyordu.
Fakat, Doktor Hikmet koşmak isteyipte koşamayan, bağırmak isteyipte bağıramayan kâbus içinde bunalmış bir kimse gibi bir türlü bu davete uyamaz. Bu kalk borusuna bir türlü “hazırım” diyemez.
Doktor Hikmet dördüncü bira şişesini de son damlasına kadar içtikten sonra bu imkânı vakitten daha kuvvetli buldu. İşte vapur önünde hazır duruyor, işte, gizli hareketleri saklayan yandak ve karanlıklar denizin üstüne kanatlarını germeğe başlıyor. Daha sonra o rehavete kapılarak Doktor Hikmet vapura bindi. Vapura bindiğinde çevresinde birçok insan vardır.
Doktor Hikmet’in üstü o kadar düzgün değildi ve insanlar Doktor Hikmet’e bakıyorlardı. Ertesi gün “nigare” vapuru Pire limanını varır varmaz Doktor Hikmet’in ilk işi karaya çıkarak bir şeyler almak oldu.
Doktor Hikmet daha sonra vapurda biriyle tanıştı ve onunla dostluk kurdu. Ancak belli bir süre sonra bu dostluk kurduğu kişide kendisinden kaçmaya çalışır.
Doktor Hikmet’in başında bu maceralar geçtikten sonra Paris denilen uçsuz, bucaksız ve akıl sır ermez tezgâhta çıraklık etmeye başlar. Paris’te girdiği bir lokantada bir kadının bulunduğu masaya oturmak ister. Ve bu vesile ile kadınla tanışır.
Daha sonraki günlerde Paris’te bir Türk bulmak amacıyla yollara düştü, aramaya koyuldu. Babasına bir mektup göndermek zorundaydı. Ancak hangi vasıta ile göndereceğini bulamadı. Mutlaka göndermesi gerekiyordu. Bazen göndermemek aklından geçiyordu. Âmâ ihtiyarlar merak etmiştir. Mutlaka göndermesi gerekiyordu. Doktor Hikmet Paris’i geziyordu. Ağustos ayının son günlerinde Luxembon bahçesi, insanın adeta yüreğine dokunan mahzun bir hal almıştır. Doktor Hikmet en çok Jardin Des Tuilleries ile Place de la Concorde’u çok beğenmişti.
KİTABIN ANA FİKRİ:
Romanda insanların başlarına her zaman her şeyin gelebileceği konusu işlenmiştir. Arkadaşlıkların ve dostlukların çok önemli olduğu vurgulanmıştır. Ne oldum dememeli ne olucam demelidir.
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Doktor Hikmet: Okumayı çok seven, kültürlü bir insandır. Her zaman için kendini geliştirmeye adamıştır. İzmir’e sürgün yemiş bir insandır.
Vapurdaki Ermeni: İnsanları dış görünüşlerine göre değerlendiren, ne yaptığını bilmeyen kültürsüz bir insandır.
Kafe’deki Bayan: Doktor Hikmet’e özeni olan saygılı, terbiyeli bir bayandır. Son derece hayat dolu, canlı, dinamik birisidir. Doktor Hikmet’le olan duygusal ilişkilerinde onun duygusal biri olduğunu anlıyoruz.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
21.Yüzyıl edebiyatının büyük romancısı 27 Mart 1889’da Kahire’de doğdu. Kurtuluş savaşı yıllarında Anadolu’ya geçti. Emekliye ayrılınca verimli bir yazı hayatında başladı. Yazarlığını sürdürürken 13 Aralık 1974’te Ankara’da öldü. Yazar, eserlerinde Türk toplumunun, Tanzimattan Atatürk Türkiye’si dönemi ne kadar olan yaşantısını anlatan hikâye, makale ve romanlar yazmıştır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Eserleri
Roman:
- Kiralık Konak (1922)
- Nur Baba (1922)
- Hüküm Gecesi (1927)
- Sodom ve Gomore (1928)
- Yaban (1932)
- Ankara (1934)
- Bir Sürgün (1937)
- Panorama (2 cilt, 1953)
- Hep O Şarkı (1956)
Hikâye:
- Bir Serencam (1914)
- Rahmet (1923)
- Milli Savaş Hikâyeleri (1947)
Tiyatro:
- Nirvana (1909)
- Veda (1909)
- Sağanak (1929)
- Mağara (1934)
Şiir:
- Erenlerin Bağından (1938)
- Okun Ucundan (1940)
Anı:
- Zoraki Diplomat (1955)
- Anamın Kitabı (1957)
- Vatan Yolunda (1958)
- Politikada 45 Yıl (1968)
- Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1969)
Monografi:
- Ahmet Haşim (1934)
- Atatürk (1946)
Makale-Deneme:
- İzmir’den Bursa’ya (1922, Halide Edip, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte)
- Kadınlık ve Kadınlarımız (1923)
- Seçme Yazılar (1928)
- Ergenekon (iki cilt, 1929)
- Alp Dağları’ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden (1942)