KİTABIN ADI Boğaziçi Şıngır Mıngır
KİTABIN YAZARI SALAH BİRSEL
KİTABIN YAYINEVİ TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLAR
SAYFA SAYISI 456
KİTABIN KONUSU
İstanbul’un güzelliklerinden ve tarihi eserlerinden bahsetmiştir.
KİTABIN ÖZETİ
Bu kitap Boğaziçi’nin bin bir çeşit güzelliklerini, tarihi eserlerini ve bu eserlerin özellikleri bütün güzellikleri ve ayrıntılarıyla dile getirilmektedir. Diğer bir bakıma Boğaziçi’nin insan haritasını verir. Ona Boğaziçi’nin Gizli Tarihi destekte olur. Bu kitabı okudukça insan diyor ki; teşekkür Fatih Sultan Mehmet’e ve onun savaşkan gazilerine ki, dünyayı kesip onarmış ünlü usta marangozlarla gelecek şu İstanbul ilini ve boğaz şehrini açmışlardır.
Boğaz’da yaşamak için yalısı olmak gerekir. Yalı içinde padişah bendeliğine yatmak gerekir. Boğaz en taze, en Çinli, en tangolu yüzünü Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında gösterir. Vikyorya yeşili ve daha 88 yeşile boyanmış ağaçlar, çiçekler ve böceklerle ağzına kadar doludur. Kız Kulesi ve Galata Kulesi’nin dünya üzerinde bir eşi daha olmadığını çok iyi bir şekilde anlatıyor. Aynı zamanda tarihi özelliklerini de anlatılıyor. Galata kulesi Cenevizlilerden kalmadır. Fatih Sultan Mehmet onu onarttığı gibi,2.Murat da 1582 yılında yenilemiştir. Geçmiş yıllarda Boğaz çiçek ve meyve bahçesi demektir. Bahçeler daha çok setler, safalar halindedir. Bahçelere su arklarıyla havuzlar da özenle oturtulur. Son yüzyılda balık biçiminde havuzlara da rastlanır. Fıskiyeler ise türlü türlüdür.
O zamanlar hemen herkes lale kuyumcusudur. Damat İbrahim Paşa’nın türettiği söylenen İbrahimi adındaki lale eflatun üzerine beyaz benekleriyle çok gönül yarar. Çinili Köşk’ün içinde aramadığınız kadar mermer çeşme, divanhanesinin ortasında da büyük bir havuz. Köşk’ün altından geçen bir su bahçedeki havuza dökülüyordur. Ağustos ayında inanılmaz bir kalabalık vardır. Dere boyu sandallarla hınca hınç. Çayırlar adam almıyor. Üsküdar’dan, Karaköy’den, Haliç ve Boğaz iskelelerinden uçup gelenler bir seccadelik yer kapmak için birbirini çiğniyor. Paşa ve vezir hanımları için böyle bir zorunluluk yok. Onlar Arap halayıkların yardımıyla kendileri için düzenlenen köşeye yürümek inceliğinde bulunsunlar yetişir.
Kimi kadınlar da sandallardan dışarı çıkmaz, akşamı orada bulmayı yeğlerler. Dere boyundaki gölgeliği Küçüksu Çayırında bulmaya pek olanak yoktur. Çimenlerin üzerinden sultanların arabaları ağır ağır geçer. Bu arabaları çeken öküzlerin başlıkları üzerindeki aynalarla, araba tentelerinin sarı kılıftan saçaklı kenarları güneşin altında pırıl pırıl parlar. Arabadaki sultanlar yüzlerinde her zamankinden daha az özenti ile bağlanmış yosmaklarıyla ipek minderlerin üzerlerine yaslanırlar. Öteden bir paşa hanımının süslü arabası geçer. Atlar süslü mü süslü.
Kâğıt helvacılar, keten helvacılar, damla ve çam sakızları, elma şekerciler, leblebiciler, macuncular, sucukçular da Girit fethine çıkmış yeniçeriler gibi sabahtan akşama olay gösterir. Mevsime göre değneklerde kiraz, çağla, şerbetten tatlı can eriği, İzmir Üzümü, Değirmendere fındığı, Bursa şeftalisi, kavun-karpuz satanların sayısı da pek kabarıktır. Boğaz’ı tanımak, gezmese de gezmiş gibi olmak isteyenler için yazılmış bir kitap doğrusu. Boğaz’ı gezerken rehber olarak kullanılmasında da büyük fayda var. İnsanın bir kez daha teşekkür edesi geliyor içinden Fatih Sultan Mehmet’e bu değerli kitabı okudukça.
KİTABIN ANA FİKRİ
İstanbul’un hayatımızdaki ve tarihimizdeki önemi ve güzellikleri.
KİTAP YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Salah Birsel, Türk şair, deneme yazarıdır. İstanbul Üniversitesi felsefe bölümünü bitirdi. Fransızca öğretmeni, Çalışma Bakanlığı’nda iş müfettişi olarak çalıştı.1960’tan 1973’e kadar Türk dil Kurumu’nda yayın kolunda u başkanlığını sürdürdü.1940 kuşağı içinde zekaya dayanan alaycı şiirleriyle tanındı. Ürünlerde aşkı, evliliği, hatta kendi kendisini alaya almaktan çekinmediği gözlenir. Yergiciliğini düşünceye, bilgiye yan çizenlere, zorbalık, baskı yönetimi uygulayanlara da yöneltmiştir.
1975 yılında TDK ödülüne layık görülmüştür. Sanat sorunlarını, sanatçıların yaşamını, ahlak konularını irdeler. Toplum ve insanlık sorularına yönelir. Tanzimat’tan bu yana İstanbul’da edebiyatçıların bir araya geldiği kahvehaneler, içki evleri, eğlence yerleri, Boğaziçi’nin yalıları, buralarda yaşamış edebiyat, siyaset adamlarıyla ilgili bilgiler, değerlendirmeler, yazarın anılarıyla birleşerek Salah Bey tarihi adlı diziyi (Kahveler Kitabı-1975), Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu (1976) vb. oluşturur.
Başlangıcı 1949’a uzanan günlüğü, Yaşlılık günlüğü, -Sedat Simavi vakfı edebiyat ödülü-(1986), kendi özel yaşamını yansıtırken sanat sorunları, yapıtlar üzerindeki görüşlerini dile getirir.
Salah Birsel’in Eserleri
Roman:
- Dört Köşeli İnsan (1961)
Şiir:
- Dünya İşleri (1947)
- Hacivat’ın karısı (1955)
- Ases (1960)
- Kikirikname (1961)
- Haydar Haydar (1972)
- Köçekçeler (1981)
- Bütün Şiirleri (1986)
- Varduman (1993)
- Yalelli (1994)
- İnce Donanma (1995)
- Rumba da Rumba (1995)
- Yaşama Sevinci (1995)
- Çarleston (1995)
- Baş ve Ayak (1997)
- Sevdim Seni Ey İnsan (1997)
Deneme-Eleştiri-Günlük:
- Şiirin İlkeleri (1952)
- Günlük (1955)
- Sev Beni Sev (1957)
- Kendimle Konuşmalar (1969)
- Şiir ve Cinayet (1975)
- Kahveler Kitabı (1975)
- A Beyoğlu Vah Beyoğlu (1976)
- Kuşları Örtünmek (1976)
- Kurutulmuş Felsefe Bahçesi (1979)
- Boğaziçi Şıngır Mıngır (1980)
- Halley Kimi Kurtarır (1981)
- Paf ve Puf (1981)
- Hacivat Günlüğü (1982)
- Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi (1982)
- Amerikalı Tolstoy (1983)
- İstanbul-Paris (1983)
- Bir Zavallı Sarı At (1985)
- Yapıştırma Bıyık (1985)
- Şişedeki Zenci (1986)
- Asansör (1987)
- Kediler (1988)
- Aynalar Günlüğü (1988)
- Seyirci Sahneye Çıkıyor (1989)
- Bay Sessizlik (1990)
- Nezleli Karga (1991)
- Yaşlılık Günlüğü (1992)
- Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde (1993)
- Gece Mavisi (1994)
- Papağanname (1995)
- Yanlış Parmak (1996)
İnceleme:
- Fransız Resminde İzlenimcilik (1967)
- Goethe (1972)