KİTABIN ADI Çanakkale Askerine Rütbe Gerekmez
KİTABIN YAZARI SEZEN ÖZOL
YAYIN EVİ KASTAŞ YAYIN EVİ
SAYFA SAYISI 252
KİTABIN KONUSU:
Çanakkale Savaşında Türk milletinin kahramanlıkları, katladığı zorluklar ve kalplerinde taşıdıkları akıl almaz vatan sevgisidir. Bunların dışında İngilizlerin Anzakları Türklere karşı insanlık dışı kışkırtmaları ve Anzakların da onlara karşı cevaplarıdır.
KİTABIN ÖZETİ:
Baş kahramanımız İbram Ağa Gönen kasabasında tellallık yapan, kasabanın neşe kaynağı, orta boylu birisidir. Günleri kaymakamlıktan aldığı haberleri davuluyla halka duyurmakla geçmektedir.1924 yılının mayıs ayında sabah namazından hemen sonra yüzbaşının emireri aceleyle ibram Ağanın yanına gelir ve acele şubeye gelmesini söyler. İbram Ağa apar topar gider, askerlerin tüfek çatıp rahatta tüfeklerin arkasında beklediklerini görür. Bunu Balkan Harbinden sonra ilk defa görmüştür ve haberlerin iyi olmadığını anlar.
İlanı eline aldığında inanamaz. Savaş çıkmıştır. Kasabaya döner, hükümetin Almanlarla bir olup İngilizlere savaş açtığını, seferberliğin hızlanacağını, kurası tutanların bir hafta içinde şubeye teslim olmalarını, aksi halde asker kaçağı sayılacaklarını duyurur.
İbram Ağa ve Kellerin Mustafa’nındı askere gitmesi gerekmektedir. İbram Ağa babasının ölümünden sonra ilk defa bu kadar üzülmüştür. Ancak üzüntüsünün sebebi askere gidecek olması değil birkaç ay sonra evleneceği nişanlısı Kiraz’dan ayrılacak olmasıdır. Ancak akşama sevinci tekrar yerine gelmiştir. Çünkü Kiraz ona dönene kadar bekleyeceğini söylemiştir. Bir hafta sonra İbram Ağa ve Kellerin Mustafa beraber teslim olurlar.
Öte yandan Ian Smıth 23 yaşında, teknik okul mezunu, bir çiftlikte araç bakımı yapan Avusturyalı bir gençtir. Birkaç ay sonra evleneceği komşu çiftlikte hizmetçilik yapan Elizabeth isimli bir nişanlısı vardır. İngiliz hükümeti tarafından askere çağrılır. Ancak İngilizlerin Hindistan, Senegal, Yeni Zelenda’dan da asker çağırdığını duyan Ian İngilizlerin Türkler ’den çok korktuğunu düşünmektedir.
İki hafta sonra Ian ve gelen askerler Arabistan’a gitmek için gemilere bindirilirler. Güvertede süngü ve yanaşık düzen eğitimleri almalarının yanında İngiliz subaylar tarafından sürekli Türklerin ne kadar gaddar, acımasız, cani, zorunlu olduklarında insan eti bile yiyen vahşi yaratıklar oldukların ikna edilmeye çalışılıyorlardı.
Acemi eğitiminde Kellerin Mustafa bahriyeye ayrılır. İbram Ağa ve Kellerin Mustafa ilk defa ayrılmışlardır.
Bir hafta sonra Çanakkale’nin hemen arkasında Maydos’ a 9. Tümene katılacaklardır. İntikal günü İbram Ağanın bölüğü Tekirdağ’a giden gemiye sığmadığından bölük Gönen-Biga üzerinden yaya olarak Çanakkale’ye gidecektir. Mehmet Çavuşta bölükle beraber gelir.
14 günde yaya olarak gelirler. Buradan da Gelibolu Yarımadası’nda Kivle Koyu ‘na gitmek için tekneye binerler. İbrahim Ağayı çok sevdiğinden emir eri yapar.
Ian ve bölüğünde bir aydır Araplarla birlikte karada eğitim yapmaktadır. Ian her zaman yanındakilere Türkleri hafife almadıklarını ve sandıkları kadar kolay olmadıklarını söylemektedir. İmraz Adasına demir atarlar ve çıkarmaya 2 gün kalmıştır. Tüm askerleri bir korku sarmıştır. İlk çıkarmayı Arıburnu’nda yaparlar.
İlk çıkarma haberi Türk ordularının komutanı Liman von Sanders’a haber vermez.
Hamilton’un yanıltma hareketleri ve çıkarma gösterileri Liman Paşa’nın kafasını karıştırmıştır.
Ancak M. Kemal bütün, bu yanıltmalara rağmen çıkartmanın Arıburnu’ndan yapılacağını tahmin etmektedir. Ve nitekim ertesi gün buradan gelen top sesleriyle harekete geçmek için Esat Paşa’yı aradığında ulaşamadı. Ve tüm sorumlulukları üstlenerek burayı harekete geçirdi.
İbrahim Ağa’nın bölüğü o gece giyinik yatmıştı ve sabahın ilk ışıklarıyla birlikte düşmanın top sesleriyle uyanmakta idi. O gün çok şiddetli çatışmalar olmuştu ve kahraman ve gözü pek 57.alayımız tamamen şehit olmuştur.
O gün İbram Ağa ve Ian karşılaşmıştır. İbram Ağa tek başına 3 Anzak askerinin arasına dalmıştır. İkisini temizledikten sonra tek kalan Anzak askeri tüfeği İbram Ağa’ nın üzerine doğrulttuktan sonra ateş etmiş fakat tüfek ateş almamıştır. Ağa önce bir süngü darbesiyle kolundan yaralanır ancak Anzak’ın dizlerine sapladığı süngüyle Anzak hareketsiz kalır. Süngüyü Anzak askerinin boğazına dayar ve Anzak cebinden bir şeyler çıkarmak ister. İbram Ağa’nın kadını aklına gelir ve Anzak’ı öldürmez.
Ian hastane gemisine geldiğinde baygındı.
Ayıldığında ilk işi yanında duran İngiliz subayına bağırıp çağırarak Türklerin zalim, acımasız değil aksine çok merhametli iyi yürekli insanlar olduğunu söylemek oldu.
İbram Ağanın kahramanlıkları önce bütün bölükte daha sonra tüm alayda duyuldu. Bu kanlı çarpışmalarda bölük komutanları şehit oldu ve Tk. Kom. Seyfi Tğm. Bölük komutanı oldu. İbram Ağaya kahramanlıklarından dolayı onbaşı rütbesi verdiler ancak takmak istemedi.
Bir hafta sonraki çarpışmalarda İbram Ağanın arkasında patlayan bombadan sıçrayan şarapnel bacağına saplandı, mangasını yalnız bırakmak istemedi ancak bacağını kaldıramıyordu. Bayıldı.
Gözlerini açtığında ameliyathane de idi. Hemen bacağını kontrol etti ve yerinde olduğunu görünce yeniden savaşacağı için çok mutluydu. Emet Çavuş yanındaydı ve “Geçmiş olsun onbaşım “der. İbram Ağa ise “Çanakkale askerine rütbe gerekmez onlara Çanakkale askeri demek yeterlidir” cevabını verir.
20 gün sonra taburcu olduğunda bütün bölük ona sarıldı. Ancak o bölüğün yarısından fazlasını tanıyamadı çünkü hepsi yeni katılmıştı.
İbram Ağa parçalanan elbiselerini seker çuvalıyla yamayan arkadaşlarını görünce gözleri dolar.
O hastane iken ölülerin kokusundan dolayı 24 saat ateşkes olmuştu. Bu zamanda Türk ve Anzak askerleri arkadaş olmuşlardı. Anzaklar Türklere hatıra olması için ceket düğmelerini, Türkler ise madeni paralarını zaman zaman 10 m kadar yaklaşan mevzilerden birbirlerine atıyorlardı. Birbirleriyle işaretlerle anlaşmışlardı.
Türkler yakaladıkları Anzak askerlere su, yemek verip, ellerini yüzlerini temizlemişlerdi. İade edilen esirler bunları Anzaklara anlattılar ve Anzaklar İngiliz subaylara bağırıp çağırmaya başladılar hatta 10 gün selam bile vermediler. İngiliz subaylar Türkler gaz atacaklar deyip gaz maskesi dağıtacakken
Anzak askerleri Türkler mert adamlardır, yapmazlar demişlerdir. Ve maskeleri suratlarına fırlatmışlardır.
Dostluk esnasında Ian süngüleştiği ve İbram Ağanın kurtardığı Salih onbaşıyı tanır. Ona bir ay önce süngüleşirken üzerine atılan kahraman askeri, İbram Ağa’yı sorar. Ve sonra ona hediye olarak gümüş kaplama bir saat verir.
Artık mevzilerden birbirlerine yiyecek atıyorlardır.
İbrahim Ağa bölüğün postasını tümene götürünce, tümen komutana hakkında çok şey bildiği İbrahim Ağa’yı görmek ister ve bir sorunu olduğunda hiç çekinmeden gelmesini söyler.
Kış bastırınca Anzaklar kendilerine depolar, sığınaklar hazırlar. Kışlık, yün elbiseler alırlar. Bizimkiler ise siper çuvalıyla yamalı elbise giymektedir.
Bir hafta sonra Anzaklar hiç fark ettirmeden çekip gider.
Bölükler yavaş yavaş diğer cephelere gitmek üzere toplanırlar.
İbrahim Ağa hiç düşünmeden, direk koşarak tümen komutanının yanına gider. Tümen komutanı İbrahim Ağa’yı görünce çok sevinir ve arzusunu sorar.
İbrahim Ağa Çanakkale’de kalmak ister. Nedenini soran komutana;” burada yatan bunca şehidi soğukta, yalnız başına, öksüz gibi bırakmak istemediğini söyler.
Bu sözler çadırdakileri çok üzer ve etkiler.
Tümen komutana buna yalnız başına karar veremeyeceğini, isteğini yarın gelen Limon ve Sanders Paşa’ya bildireceğini söyler.
“Olmaz komutanım.” der.” O ne de olsa bildirmez. Bilmez bunca yiğidimizin, şehidimizin acısını.” der.” Şehitlerimizin başında bir Alman’ın emriyle duracaksam durmak istemem zaten. ” der.
Şehitlerimizin başında bir Alman ‘ın emriyle duracaksam durmak istemem zaten der ve çıkar gider
Bunun üzerine tüm komutanlar, İbram Ağa yı görmese de onun arkasından yani Çanakkale Askeri’nin arkasından hazır ola geçip selam durdular.
KİTABIN ANA FİKRİ:
İngilizler Çanakkale Savaşı’nı topuyla, tüfeğiyle, gemisiyle, hiç sakınmadan harcadığı mermisiyle, buna karşılık Türkler ise sadece canıyla kanıyla yapmışlardır. Her ne pahasına olursa olsun bu vatanın bir karış toprağını bile düşmana vermemek için seve seve canlarını verecek kadar gözleri kara, yürekleri vatan sevgisiyle çarpmaktadır.
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Kitap içinde yer verilen olaylar Çanakkale Savaşı’nda yaşanan en çarpıcı, en etkileyici olaylardır. Her birisi insanlığa ders verici, Türk insanının vatanseverliğini açıkça ortaya koyan olaylardır.
Kitap içindeki şahıslar ise Türk insanını sembolize eden savaşı bizzat yaşamış, İbram Ağa ve Kellerin Mustafa savaş gazileridir.
İbram Ağa: Baş kahramanımız. Tellallık yaparak tüm kasabanın sevgisini kazanmıştır. Savaşta da yaptığı kahramanlıklarla herkes tarafından takdir edilmiştir.
Kellerin Mustafa: İbram Ağa’nın çocukluk arkadaşı. Savaşa kadar birbirlerinden hiç ayrılmamışlardır. Savaşı bizzat yaşamış Çanakkale gazisidir.
Kiraz: İbram Ağa’nın nişanlısıdır. Evinin tek çocuğudur. Bu yüzden istediği kişiyle evlenme şansı vardır.
Ian Smith: Çanakkale Savaşı’nda Anzak askeridir. Bir çiftlikte araç bakım taparak geçimini sağlamaktadır.
Elizabeth: Ian Smith’in nişanlısıdır. Ian’ın komşu çiftliğinde hizmetçilik yapmaktadır.
Mehmet Çavuş: Savaş sırasında ibram Ağa’nın çavuşudur. Savaş sırasında İbram Ağa’yla en çok o ilgilenmiştir.
Seyfi Teğmen: Savaşta İbram Ağa’nın bölüğünde önce takım komutanı daha sonra bölük komutanı şehit olunca bölük komutanı olmuştur.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
Yazarımız Sezen Özol 1942 yılında Balıkesir-Gönen’de doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Balıkesir’de yüksek öğrenimini Ankara’da yapmıştır. Kitapta ismi geçen Kellerin Mustafa isimli Çanakkale gazisinin yakın akrabasıdır. Uzun çalışmalar sonucu ‘Çanakkale Askerine Rütbe Gerekmez’ isimli kitabı oluşturmuştur.
Sezen Özol’un Eserleri
Roman:
- Kıbrıs Barış Harekâtı Günlüğü
- Kurtuluş Savaşçıları
- Çanakkale Askerine Rütbe Gerekmez
- Debboy Önünde Diken