KİTABIN ADI Ferdi ve Şürekası
KİTABIN YAZARI HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
YAYIN EVİ İNKILAP VE AKA YAYIN EVİ
SAYFA SAYISI 264
KİTABIN KONUSU:
Zengin kızın fakir gence aşkının trajedik sonu.
KİTABIN ÖZETİ:
İsmail Tayfur, Ferdi ve Ortakları Ticaret Evi’nde veznedar olarak çalışmaktadır. Bir gün Ferdi Efendi, İsmail Tayfur’u yanına çağırıp onun çok çalıştığını bahane edip kârın % 0.5’ini alçağını söyler.
İsmail Tayfur bu durumdan şüphelenir ve bu konuyu şirketin emektar veznedarı ve rahmetli babasının dostu Hasan Tahsin Efendi’ye açar. Hasan Tahsin Efendi bunun Ferdi Efendi’nin kızı Hacer’in ona olan ilgisinden kaynaklandığını söyler. Gerçekten de Hacer çocukken şirkete geldiğinde İsmail Tayfur’a farklı yaklaşmıştır. Hatta Birgün İsmail Tayfur’un hesap defterinin arasına güller doldurmuştur.
Hacer artık şirkete gitmesi yasaklanınca tüm duygularını hâtıra defterine yazmaya başlar fakat bir gün eve geç gelince babası odasına çıkar ve Hacer’in hâtıra defterini okur. Hacer gelince de Ferdi Efendi niye kendisinin haberi olmadığını ve kendisini İsmail Tayfur’la evlendireceğini söyler. İşte maaş zammının sebebi budur.
Bir gün İsmail Tayfur’un annesi Besime Hanım ve babasının getirdiği kimsesiz Seniha evdeyken Hacer’in öğretmeni eve gelir. Besime Hanım’a Hacer’le İsmail Tayfur’un birbirlerini sevdiğini ve nişan hazırlıklarına başlamaları gerektiğini ballandıra ballandıra anlatır ve “gençlerin bundan haberdar olmamaları gerektiğini” ekler.
Aslında Seniha ile İsmail Tayfur habersizce birbirlerini sevmektedirler. Fakat Seniha bu nişan haberini duyunca yıkılır. İsmail Tayfur’un tüm çabalarına rağmen –Seniha’nın da inadıyla- Hacer’le evlenirler. Fakat aralarındaki ilişkinin eskisinden farkı yoktur.
Bir gece Hacer uyandığında İsmail Tayfur’u yanında göremez ve heyecanlanır. İsmail Tayfur’u aramaya çıkar ve onu Seniha’yla konuşurken görür şaşırır ve üzülür. Odaya gelir ve İsmail Tayfur geldiğinde Hacer onu suçlar, kapıyı kilitler ve yatağı ateşe verir. İsmail Tayfur anahtarı zorla alır, kapıyı açar. Bu sırada Hacer’in elbisesi tutuşmuştur, Hacer’i yakalar ve evden çıkarlar. Evin her tarafı tutuşmuş ve tüm ev halkı bahçeye çıkmıştır. İsmail Tayfur’da Hacer’i getirir ve yere bırakır. Hacer ölene dek bekler ve öldüğünde gülmeye başlar.
İsmail Tayfur artık tamamen delirmişti ve sadece gülüyordu. Ferdi Efendi’de bu olaylara çok üzülmüş ve İsmail Tayfur’a maaş bağlamıştı. Hasan Tahsin Efendi ara sıra onu ziyaret ediyordu ama hâlinde bir değişiklik hissetmiyordu.
KİTABIN ANA FİKRİ:
Bir zenginlik hayalinin her zaman mutlu sonla bitmemesi, trajediyle sonuçlanabilmesi.
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İsmail Tayfur: Küçük yaşlarda evinin geçimini üstlenmiş olan bir gençtir. Zorluklarla mücadele eder. Para ve aşk ikileminde kalıp parayı tercih eder. Bu tercih mutluluk getirmez ve aklını kaybeder.
Ferdi Bey: Kızı Hacer ve parası uğruna her şeyi yapabilecek zengin bir adamdır. İsmail Tayfur’un romandaki gidişatını çizen adamdır. Onu kızıyla evlendirerek sonun başlangıcını getirir.
Seniha: İsmail Tayfur’un evlenmeyi düşündüğü fakir kızdır. İsmail’in babası tarafından büyütülmüş, kimsesiz bir bayandır, ömrünü İsmail’e adar.
Hacer: iyi eğitim almış, varlıklı bir kızdır. Her istediği olur. Sevdiği adam İsmail Tayfur’la bile maddi gücü sebebiyle evlenir. Sonunda yanarak ölür.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
Halit Ziya’nın ailesi, Uşak’tan İzmir’e göçerek “Uşşakizadeler” diye anılmaya başlayan zengin bir ailedir. Bu aile, işleri çok gelişince İstanbul’a da bir şube açtı ve bu şubeyi sermayesiyle birlikte oğul Hacı Halil Efendi’ye verdi. Halit Ziya, Hacı Halil Efendi’nin üçüncü çocuğu olarak 1866’da İstanbul’da doğdu.
İstanbul’da Askerî Rüştiye’ye giden Halit Ziya, babasının işleri kötü gitmeye başlayınca, annesiyle birlikte İzmir’e dedesinin yanına gönderildi. Öğrenimini İzmir Rüşdiyesi’nde sürdürdü (1878). Bu arada babasının işlerini düzene koyup İzmir’e gelişi ve yeni bir işyeri açışıyla sığıntı olma düşüncesini de zihninden atan Halit Ziya, ikinci bir okula hazırlık için Frenk Mahallesi’nin Alioti bölümündeki Auguste de Jaba adlı avukatın emrine verildi.
Halit Ziya, babasının kâtibi olarak işe başladı, bu iş edebiyat merakıyla pek bağdaşmadığından yeni iş tavsiyelerini dikkate aldı, ancak İstanbul’da hariciyeci olmak için yaptığı başvuru sonuçsuz kaldı. İzmir’e dönüşünde rüştiye öğretmenliğine başladı ve akabinde Osmanlı Bankası’na girdi.
İstanbul’da Reji Genel Müdürlüğü’nün başkâtiplik teklifini kabul ederek İzmir’den ayrıldı (1893). Reji’deki çalışma günlerinde Servet-i Fünun’a da katılarak edebi faaliyetlerini yoğunlaştıran Halit Ziya, Meşrutiyet’ten sonra bir süre Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde Batı Edebiyatı okuttu. Sonra Mabeyn Başkâtibi oldu (1909). Buradan ayrıldıktan sonra memuriyete dönmeyen ve tüm zamanlarını edebiyata veren Halit Ziya, 23 Mayıs 1945 tarihinde İstanbul’da öldü.
Halit Ziya Uşaklıgil’ın Eserleri
Roman:
- Sefile (1886)
- Nemide (1889)
- Bir Ölünün Defteri (1890)
- Ferdi ve Şürekası (1894-1985)
- Mai ve Siyah (1895-1988)
- Kırık Hayatlar (1924-1989)
- Aşk-ı Memnu (1925-1987)
Hikâye:
- Bir İzdivacın Tarih-i Muâşakası (1889)
- Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1889)
- Küçük Fıkralar (3 Cilt) (1896)
- Bir Yazın Tarihi (1898-1988)
- Solgun Demet (1901)
- Sepette Bulunmuş (1920)
- Bir Hikâye-i Sevda (1922-1987)
- Hepsinden Acı (1934-1984)
- Onu Beklerken (1935-1940)
- Aşka Dair (1935-1986)
- İhtiyar Dost (1939)
- Kadın Pençesi (1039-1987)
- İzmir Hikâyeleri (1950)
Anı:
- Kırk Yıl (1936-1969, 5 cilt)
- Saray ve Ötesi (1942-1981, 3 cilt)
- Bir Acı Hikâye (1942)
Deneme:
- Fransız Edebiyatının Numune ve Tarihi (1885)
- Hikâye ve Temaşa (1889)
- Yunan Edebiyatı (1912)
- Latin Edebiyatı (1912)
- Alman Tarihi Edebiyatı (1912)
- Fransız Tarihi Edebiyatı (1912)
- Sanata Dair (1938-1955)
Oyun:
- Füruzan
- Fare
- Kâbus (1959)
İnceleme:
- Hikâye
- Belagat Kitabı