İç ve Dış Kuvvetler Konu Anlatımı: Yeryüzünün şekillenmesinde etkili olan jeolojik kuvvetlerin, iç ve dış etmenlerin rolünü detaylı bir şekilde inceleyin.
İç ve Dış Kuvvetler
İç Kuvvetler
Yerkabuğu gerek iç gerekse dış kuvvetlerin etkisiyle sürekli şekil değiştirir. Yeryüzünü biçimlendiren iç kuvvetler, enerjisini yerin derinliklerinden (manto) alır. Genel olarak yerkabuğunun hareket etmesine bağlı olarak oluşan iç kuvvetlerin, yeryüzünün şekillendirilmesinde yapıcı etkisi vardır.
Yerkabuğunun hareket etmesinin nedenleriyle ilgili olarak, çeşitli teoriler ileri sürülmüştür. Bu teorilerden en önemlisi ve bugün geçerli olanı, 1950 yılında ortaya atılan, Levha (Plaka) Tektoniği Teorisi’dir. 1915’te Alfred Wegener’in ortaya attığı Kıtaların Kayması Teorisi’nin geliştirilmesiyle ortaya atılan bu teoriye göre:
Yerkabuğu iç içe geçmiş parçalardan oluşur. Bu parçalara levha ya da plaka adı verilir.
Levhaların sınırları, kıtaların sınırlarıyla son bulmaz. Okyanus ve denizlerin altında da devam eder.
Levhaların sınırlarını, fay hatları (yerkabuğundaki kırık hatları), derin deniz çukurları ve yüksek sıradağlar oluşturur.
Çeşitli büyüklükteki bu levhalar, sıvı olan manto üzerinde adeta yüzer bir durumdadır.
Manto, erimiş kayalardan oluşan sıvı haldeki mağmadan oluşur. Mağmanın hareket etmesi, levhaların da hareket etmesine neden olur.
Mantodaki akımların nedeni şöyle açıklanabilir:
Mağmadaki radyoaktif maddelerin parçalanmasıyla (termonükleer reaksiyon) yüksek miktarda ısı enerjisi açığa çıkar. Bu enerjinin etkisiyle ısınan mağma dikey yönde yükselir. Mağmadaki bu akımlara konveksiyonel akımlar denir.
Mantodaki akımların çeşitli yönlere doğru hareket etmesiyle, üzerindeki yerkabuğu da hareket eder. Yerkabuğunda meydana gelen bu hareketlere tektonik hareketler denir.
Tektonik hareketler sonucunda yerkabuğunda kıvrılmalar, kırılmalar, alçalma ve yükselmeler, titreşimler ve püskürmeler meydana gelir. Bu olaylar iç kuvvetlerin etkisiyle oluşur.
İç kuvvetler dört ana grupta toplanır.
Dağ oluşumu (Orojenez)
Kıta oluşumu (Epirojenez)
Volkanizma
Depremler
Dağ Oluşumu (Orojenik Hareketler)
Yeryüzünde dış kuvvetler tarafından aşındırılan çeşitli maddeler, çukur yerlerde özellikle kıta kenarlarındaki denizlere yığılır. Bu kesimlere jeosenklinal denir.
Deniz tabanlarında, kalınlıkları zamanla artan tortul tabakalar, levhaların birbirine yaklaşması sonucunda yan basınçların etkisiyle kıvrılır. Kıvrılan tabakalar yükselerek deniz yüzeyinin üstüne çıkarak dağ oluşumunu gerçekleştirir. Kıvrım dağlarının kubbe şeklinde yükselen kısmına antiklinal, çukur kısmına senklinal denir.
Dağ oluşumu sırasında, tortul tabakalar kıvrılamayacak kadar sert ise kırılır. Bu kırık katlarına fay denir. Kırılma boyunca yükselen kıvrımlara Horst, çöken kısımlara Graben denir.
Epirojenik Hareketler
Yerkabuğunun geniş alanlarında görülen yükselmeler ve çökmeler şeklindeki kıta oluşumu hareketleridir. Çok yavaş hareketlerdir. Bu olay sırasında deniz tabanları yükselir ya da karalar çökerse, deniz seviyesi yükselerek karaya doğru ilerler. Bu olaya transgresyon (deniz ilerlemesi) denir. Eğer karalar yükselir ya da deniz tabanları çökerse deniz suları çekilerek regresyon’u (deniz gerilemesi) oluşturur.
Epirojenik olaylar günümüzde de devam etmektedir. Örneğin, Japonya’nın başkenti Tokyo, deprem olmadığı zamanlarda yılda 2 cm kadar çökmektedir.
Volkanizma
Dünya’nın iç kısmında akışkan halde bulunan magmanın yer kabuğundaki çatlak, yarık veya kırık hatlarından yeryüzüne çıkmasına volkanizma denir. Lavların yeryüzüne çıktığı anda sıcaklıkları 1000°C – 1200°C’tır. Lavlar zamanla soğuyarak katılaşır. Magmanın yeryüzüne çıktığı yerde, üst üste biriken tüf ve lavlar koni şeklindeki volkanik dağları oluşturur.
Dünya’da başlıca volkanlar; Büyük okyanus çevresinde, Atlas ve Hint okyanusları ile Akdeniz çevresinde yer alır. Yeryüzünde sayıları 450’yi bulan etkin volkanların yaklaşık 350 tanesi Büyük Okyanus çevresindedir. Bu nedenle buraya ateş çemberi adı verilir.
Volkanik alanlarda topraklar verimlidir. Bu nedenle nüfusun toplandığı yerlerdir.
Depremler
Yeryüzünde titreşimler biçiminde algılanan, kökeni doğal nedenlere dayanan ani ve kısa süreli sarsıntılara deprem denir.
Volkanik Deprem: Etkin volkanların faaliyete geçtiği yerlerde görülür.
Çöküntü Depremler: Yer altındaki doğal mağara, tünel gibi boşlukların tavanlarının çökmesiyle oluşur. Genellikle karstik alanlarda görülür.
Tektonik Depremler: Etki alanları geniş olan depremlerdir. Yeryüzündeki depremlerin %90’ını oluşturur. Çoğunlukla levha sınırlarında görülür. Depremler, belli merkezlerde oluşur; deprem dalgaları suya atılan taşın oluşturduğu dalgalar gibi merkezden çevreye doğru yayılır.
Yeryüzünde faylar ile deprem kuşaklarının dağılışı arasında az çok bir paralellik vardır. Çünkü, buralar yerkabuğunun yeni oluşmuş kırık hatlarıdır. Dünya’da deprem kuşaklar: Büyük Okyanus çevresi ve Alp-Himalaya deprem kuşaklarıdır.
Depremlerin oluşturduğu büyük dalgalara Tsunami denir
Yer Kabuğunun Yapısı
Dünya iç kısmı, kalınlıkları ve yoğunlukları farklı, iç içe kürelerden oluşur. Bu yer tabakaları yeryüzünden başlayarak; yerkabuğu, manto ve çekirdektir. Yerkabuğuna litosfer (taşküre) denir. Yerkabuğunun ortalama kalınlığı karalarda daha fazla (35 km). Okyanuslarla daha azdır (8 – 10 km). Yerkabuğundan derinlere inildikçe, sıcaklık her 33 metrede 1°C artar.
Derinlere doğru sıcaklığın artmasının nedeni; Dünya’nın ekseni etrafında dönmesi sonucunda soğuma sınırı yer kabuğunun yüzeyinden başlamasıdır.
Yerkabuğu, bileşimi ve yoğunluğu farklı olan iki bölümden oluşur.
SİAL: Yerkabuğunun üst tabakasıdır.
- Yapısında daha çok silisyum ve alüminyum bulunduğu için Sial denir.
- Kalınlığı dağların bulunduğu yerlerde fazla, deniz ve okyanuslarda azdır.
- Ortalama yoğunluğu 2,7 g/cm3’tür.
SİMA: Sial’in altında yer alır. Yapısında silisyum ve magnezyum bulunduğu için Sima denir.
- Deniz ve okyanusların altında daha kalın, dağların altında incedir,
- Yoğunluğu ortalama 3 g/m3’tür.
KAYAÇLAR VE LEVHA HAREKETLERİ
Yerkabuğunun temel malzemesi olan kayaçlar (taş, kaya) çeşitli minerallerin (silis, feldispat, mika, demir, pirit, jips gibi) bir araya gelmesiyle oluşmuş katı cisimlerdir. Kayaçlar çok eski zamanlardan beri insanlar tarafından çeşitli araç ve gereçlerin yapımında kullanılmıştır. Kayaçlar oluşum kökenlerine göre üç gruba ayrılır.
Püskürük Kayaçlar
Yer’in iç kısımlarında bulunan ve mağma denilen erimiş ve kızgın maddelerin taşküre (litosfer) içine sokularak ya da kırıklardan, volkanlardan yeryüzüne çıkarak katılaşması ile oluşurlar. Tabakalaşma özelliği görülmez. Kristalli yapıları belirgindir. Aşınmaya karşı dayanaklı olurlar.
- a) İç Püskürük Kayaçlar: Özellikle dağ oluşum hareketleri sırasında manto malzemesinin dağ kuşaklarına sokularak katılaşması ile oluşurlar.
Yeryüzüne çıkmadan oluşurlar. Kristalli yapıları belirgindir. İri kristalli olurlar. Bunlara Granit, Siyenit, Diyorit ve Gabro örnektir.
- b) Dış püskürük kayaçlar: Magmanın yeryüzüne yükselmesi ve soğuyarak katılaşması ile oluşur. Yeryüzüne kadar ulaşarak yayılan mağma malzemesi bazen lav halinde bazen de kum ve daha iri parçalar halinde otur. Bir hamur içerisine serpilmiş kristal yapıdadırlar. Aşınmaya karşı iç püskürüklere göre daha az dayanıklı olur. Bunlara Andezit, Bazalt, Trakit, Tüf örnektir.
Tortul Kayaçlar
Dış kuvvetlerle kayalar fiziksel ve kimyasal yollarla parçalanır ve ayrışırlar. Bunun sonucunda oluşan çeşitli boyuttaki malzemeler ile eriyik halde taşınan maddeler deniz ve göl çukurlukları ile akarsu yataklarında birikirler. Bu şekilde oluşan taşlardır. Tortullar oluşumlarına göre, üç gruba ayrılır.
- a) Fiziksel (Mekanik, taneli) Tortullar: Kayaların ayrışma veya ufalanması sonucunda oluşan kil, kum ve çakıllar akarsu, rüzgar, dalga, buzul etkisiyle taşınarak çukur yerlerde birikirler. Bazen bu malzemeler demirli, kireçli veya silisli bir çimento ile birleşerek taşlaşır. Bunlar kil taşı, kum taşı, çakıl taşı. (konglomera) breş gibi.
- b) Kimyasal Tortullar: Suda erimiş halde taşınan maddeler sığ su ortamlarında suların buharlaşması ile çökmeye uğrarlar. Örneğin; sularda eriyik halde bulunan bikarbonatlar suların buharlaştığı, adamlarda traverten halinde çökelirler. Sıcak iklimlerde kapalı havzalarda suların buharlaşması ile ilk önce jips ve kaya tuzu oluşur. Göl ve denizlerde ise, kireçlerin killerle birlikte çökelmesi sonucunda kireçtaşı (kalker) oluşur.
- c) Organik Tortullar: Sularda yaşayan bitki ve hayvanların çukur alanlarda birikmesi ile organik tortul kayalar oluşur. Özellikle sığ olan göllerde biriken bitki artıklarının üstü killi, kumlu malzemelerle kaplanır. Bunların basınç altında yavaş yavaş yanması sonucunda da kömürler oluşur.
Turba, taş kömürü, linyit, antrasit, petrol, tebeşir, mercan kalkeri, organik tortullara örnektir.
İçinde en çok fosil bulunan taşlar organikler aşınmaya karşı en dayanıklı olanlar iç püskürükler, en az dayanıklı olanlar da kimyasal tortullardır.
Metamorfik Kayaçlar
Püskürük veya tortul kayaçların yüksek sıcaklık ve basınç etkisiyle değişime uğraması sonucunda oluşurlar. Bu olay tortul kayaçların özelliklerini değiştirir. Eskiden kristalli olmayan tortullar kristalli yapı kazanırlar. Başkalaşım kayaları kristalli yapıları ile püskürük kayaçlara benzer. Fakat aynı zamanda tabakalı görünüşleri ile de tortullara benzer.
Kayaçların Yeryüzü Şekilleri Üzerindeki Etkileri
Granit gibi iri taneli püskürük kayalar üzerinde günlük sıcaklık farklarının şiddetli olduğu yüksek dağlarda sivri ve iğne gibi uçlu tepeler oluşur. Kayaçlardaki çatlakların sıcaklığı ve derinliğine göre oluşan blokların şekil ve büyüklüğü de farklıdır. Bazen kale duvarları gibi üst üste yığılmış biçimde görünürler.Bazen de kayalar dik satanlar halini almıştır. örneğin İç Anadolu’da Sivrihisar kayalıkları bu şekildedir. Kum taşları genellikle sarp diklikler oluşturur. Bu dikliklerin üst kısımları düzleşmiştir. Killer geçirimsiz kayaçlardır. Bu nedenle yüksek tepeler oluşturamazlar. Aşınmaya karşı dayanıksız olurlar. Kalker ve bazaltlar sarp diklikler oluştururlar. Bu yüzden sular derinlere sızar, yüzeyleri kurudur. Kalkerler üzerinde karstik şekiller (Dolin, uvala, polye gibi) oluşur.
Yer kabuğunun yapısı ve geçirdiği evreler ile yer altı zenginlikleri arasında sıkı ilişki vardır.
Krom, kurşun, pirit, manganez gibi madenler volkanik olaylar sonucu oluşmuştur.
Elmas volkanik patlamaların olduğu çukurlarda bulunur. Uranyum eski kıta çekirdeklerinde bulunur. Taş kömürü 1. zaman arazilerinde bulunurken, linyit ve petrol 3. zaman arazilerinde bulunur.
Levha Hareketlerinin Etkileri
Karalar ve okyanus çanakları mantodaki konveksiyon akımları etkisiyle yatay yönde hareket edip birbirine yaklaşan plakların arasında yükselen tortullardan dağlar oluşurken, çeşitli dış güçler atmosferdeki genel hava dolaşımın etkisiyle bu oluşan dağları aşındırıp alçaltmaktadır. Böylece doğal denge kurulmaktadır.
Yer kabuğu birbirinden kırıklarla ayrılmış parçalar halindedir. Bu parçalara plaka (levha) denir. Okyanus tabanlarını oluşturan plakalar derinden yükselen maddelerin basıncı altında bazı yerlerde kırılarak parçalanmakta ve yeni plakalara ayrılmaktadır. Bu şekilde oluşan yeni okyanusal plakalar daha yoğun ve daha ağırdır. Bu nedenle yerçekimine bağlı olarak kıtaların kenarındaki derin deniz çukurluklarına doğru yer değiştirmekte ve buralarda daha hafif olan kıtasal plakaları altına doğru dalmaktadır. Bu olaylar sonucunda okyanus tabanları giderek genişlemektedır.
Konveksiyonal akımların yükselici bölümleri yeryüzüne ulaşınca birbirinden uzaklaşma başlamakta ve üzerindeki kabuk parçalarını iki tarafa sürüklemektedır. Böylece kabukta uzaklaşan kuşaklarda büyük bir yarık meydana gelmektedir. Böyle yarıklardan çıkan magma büyük volkanları oluşturmaktadır.Milyonlarca yıl süreyle genişleyen böyle yerkabuğu yarıkları okyanus çanağının meydana gelmesine neden olmaktadır. Yarıktan magmatik malzemeler çıkarak okyanus ortası sırtı oluşturmaktadır. Atlas Okyanusu ortasında oluşmuş güneyden kuzeye uzanan volkanik bir sırt vardır. Asor Adaları ve İzlanda böyle volkanların yeryüzüne yükselmiş bölümleridir.
Yaklaşan Levhalar Konveksiyonal akımların birbirine doğru yöneldiği yaklaşım kuşaklarında ise, plakalar birbiri ile çarpışırlar yoğunluklarına göre biri alta dalar. Plakalar arasında şiddetli bir sıkışma ve sürtünme olur, dibe daima yüzeyde titreşimler meydana gelir, bu titreşımler depremleri oluşturur. Buralarda metamorfik kayaçlar oluşur.
Yaklaşan levhalarda daima hızlı olursa deniz dibi tortulları sıkışıp yükselerek kıvrık dağ kuşaklarını oluşturur. Yeryüzünde oluşan büyük karasal ve okyanusal levhalar arasında daha küçük parçalar da vardır. Bu bakımından Türkiye önemlidir. Kuzeyde Avrasya, güneyde Afrika levhaları arasında sıkışmış durumdadır. Bu sıkışma Kuzey ve Güney sıra dağların oluşmasını sağlarken aynı yönde fay sistemlerini de ortaya çıkarmıştır. Harita incelendiğinde: Levhaların sınır bölgelerinde deprem ve volkanik faaliyet sık görülmektedir. Yeryüzündeki en geniş alanlı dalma-batma Zonu Büyük Okyanus’tan Asya’nın doğusuna doğru uzanır. Burası deprem ve volkanik etkinliğin en yoğun olduğu olarak bilinmektedir.
Dış Kuvvetler
Akarsular
Aşınım:
- Vadi
- Çentik
- Boğaz
- Kanyon
- Asimetrik
- Geniş Tabanlı
- Çağlayan
- Dev Kazanı
- Peribacası
- Kırgıbayır
- Plato
Birikim:
- Birikinti Konisi
- Birikinti Yelpazesi
- Dağ İçi Ovası
- Dağ Eteği Ovası
- Delta
- Irmak Adası
Menderes ve Taraça hem aşınım hem de birikim şeklidir.
Akarsu Aşınım Şekilleri
- Platolar: Akarsular tarafından yarılan yüksek düzlüklerdir.
- Karstik Platolar: Tekke – Taşeli (Akdeniz Bölgesi)
- Lav Platoları: Erzurm – Kars – Ardahan (Doğu Anadolu)
- Yatay Duruşlu Platolar: Obruk – Haymana – Cihanbelyi – Bozok – Yazılıkaya (İç Anadolu)
- Aşınım Platoları: Çatalca – Kocaeli (Marmar Bölgesi)
- Dev Kazanı: Akarsuların şelale oluşturduğu yerede görülür.
- Peribacaları: Oluşumunda hem iç hem dış kuvvet etkilidir. Üstte sert, altta tüf gibi yumuşak ve geçimsiz tabakaların bulunduğu yerlerde suların etkisiyle oluşur.
- Nevşehir – Ürgüp – Göreme
- Kırgıbayır: Kurak iklim bölgelerinde bitki örtüsünden yoksun arazilerde yağışların meydana getirdiği bozuk arazilerdir.
- Peneplen: İç kuvvetlerin etkisiyle oluşan dağların veya yüksekliklerinin akarsular tarafından düzleştirilmesiyle oluşan şekildir.
Akarsu Birikim Şekilleri – Akarsu Biriktirme Şekilleri
Akarsuyun biriktirme yapabilmesi için:
- Yatak eğiminin azalması
- Akarsu akış hızının azalması
- Suyun miktarının azalması
- Akarsu yükünün artması gerekir.
- Delta: Akarsuların taşıdığı alüvyonları denizin içinde biriktirmesi sonucu oluşur. Verimli arazilerdir. Deltanın oluşabilmesi için:
- Gel-git olmaması gerekir
- Deniz kıyısı derinliğinin fazla olmaması gerekir
- Akarsuyun bol alüvyon taşıması gerekir
- Kıyıda güçlü akıntı olmaması gerekir
- Kıta sahanlığının geniş olması gerekir
- Örneğin Çukurova deltası, Bafra, Çarşamba, Silifke deltaları
Boyuna Kıyılar ve Enine Kıyılar
Boyuna Kıyılar, paralel uzanmasıyla oluşur. Ülkeizde Akdeniz ve Karadeniz’de görülür.
- Girinti ve çıkıntı azdır.
- Doğal liman yaygın değildir.
- Kıta sahanlığı dardır
- Ilıman iklim iç kesimlere sokulmaz
- Falez oluşumu kolaydır
- Kıyı ile iç kesim arasında ulaşım zordur.
Enine Kıyılar, dağların kıyıya dik uzandığı yerlerde görülür. Ülkemizde Ege’de görülür.
- Grinti ve çıkıntı fazladır.
- Falez oluşumu azdır
- Kıta sahanlığı geniştir
- Doğal liman yönünden zengindir.
- Ilıman iklim iç kesimlere sokulabilir
- Kıyı ile iç kesim arasında ulaşım kolaydır
- Boyuna kıyıların tam tersidir.
Buzullar
Kutup bölgelerinde ve yüksek dağlar üzerinde başlıca şekillendirici dış kuvvet buzullardır. Buzul aşındırma ve birikim şekilleri ise aşağıdaki gibidir.
- Buzul Aşınım Şekilleri:
- Buzul Vadisi
- Sirk
- Hörgüç Kaya
- Buzul Birikim Şekilleri:
- Moren
- Sandur Ovası
- Durumlin
- Buzul Çeşitleri:
- Sirk Buzulu
- Vadi Buzulu
- Takke Buzulu
- Örtü Buzulu
- Aysberg (Buz Dağı)
- Bankiz
Kutuplara yakın bölgelerde deniz yüzeyinin buz tutmasıyla oluşan kalın buz tabakalarına bankiz denir.
Buz dağından kopan parçaların deniz içerisinde bulunmasına aysberg denir.
Yıl boyunca ortadan kalkmayan karlara kalıcı kar denir. Kalıcı kar enleme bağlı değişir. Kalıcı kar ekvatordan kutuplara azalır.
Dalga ve Akıntıların Oluşturduğu Şekiller
- Aşınım Şekilleri
- Falez
- Abrazyon
- Kıyı Mağarası
- Birikim Şekilleri
- Kumsal
- Kıyı Oku
- Kıyı Kordonu
- Lagün
- Tombolo
Dalga ve akıntıların birikim yapabilmesi için kıyının sığ olması gerekir.
Karstik Şekiller – Karstik Şekiller Nelerdir?
Yağışlar ve yeraltı suları, kalker, jips, kaya tuzu, dolomit gibi eriyebilen, kırık ve çatlakların çok olduğu taşların bulunduğu yerlerde, kimyasal aşınıma neden olurlar. Kimyasal aşınım sonucu oluşan şekillere karstik şekiller denir. Akdeniz Bölgesinde yaygındır.
- Aşınım Şekilleri
- Lapya
- Dolin
- Uvala
- Polye
- Mağara
- Düden
- Obruk
- Birikim Şekilleri
- Traverten
- Sarkıt
- Dikit
- Sutun
En küçük karstik aşınım şekli lapyadır.
En büyük karstik aşınım şekli polyedir.
Kıyı Tipleri
Kıyı tiplerinin oluşmasında:
- Deniz seviyesinin yükselmesi
- Yer kabuğundaki çökmeler
- Yer şekilleri, akarsular, buzullar, akıntılar, gel-git gibi faktörler etkili olmuştur
Ria ve dalmaçya kıyı tiplerinin oluşmasında iç kuvvetlerin de etkisi vardır.
Ülkemizde fiyort – skyer kıy tipi enlemden, Haliç-watt kıyı tipi özel konumdan dolayı görülmez.
- Ria Kıyı Tipi: Akarsu vadilerin sular altında kalması sonucu oluşur.
- Dalmaçya Kıyı Tipi: Kıyıya paralel uzanan dağlar arasındaki vadilerin sular altında kalması ile oluşur.
- Limanlı Kıyı Tipi: Alçak kıyılarda geniş vadilerin deniz suları altında kalmasıyla oluşur.
- Haliç Kıyı Tipi: Gel-git genliğinin fazla olduğu, sığ okyanus kıyılarda oluşur.
- Watt Kıyı Tipi: Sular altında kalan karaların sular çekildikten sonra açığa çıkar.
- Fiyort Kıyı Tipi: Buzul vadilerin sular altında kalmasıyla oluşur.
- Skyer Kıyı Tipi: Hörgüç kaya ve morenlerin sular altında almasıyla oluşan kıyı tipidir.
Rüzgarlar
Dış Kuvvetler denince akla gelen önemli kaynaklardan biri de rüzgarlardır. Mekanik (Fiziksel) çözülmenin fazla olduğu, bitki örtüsünden yoksun, kurak alanlarda etkili olur.
Rüzgâr aşınım ve birikim şekillerine dönenceler ve çevresindeki çöllerde ve Orta Asya karasının iç kısmındaki çöllerde rastlanır.
Türkiye’de çöl alanı olmadığı için çöllere özgü birçok yer şekilleri görülmez.
- Rüzgar Aşındırma Şekilleri:
- Mantarkaya (Şeytan Masası): Rüzgarların yüzeyden havalandırdıkları unsurlar kayalara çarparak yer çekiminin etkisiyle kayaları alttan oyarlar.
- Yardang: Birbirinden sırtlarla ayrılan oyuklardır
- Tafoni (Oyuklar): Küçük küçük çukurluklardır. Kuş yuvalarına benzerler.
- Şahit Tepe: Sert tabakaların az, yumuşak tabakaların fazla aşınmasıyla oluşurlar.
- Rüzgar Biriktirme Şekilleri:
- Kumullar: Kum yığınlarına denir. Çok kolay şekil değiştirirler. İstanbul Şile kıyılarında da rastlanır. Konya Karapınar’da, Patara Plajında kumullar görülmektedir.
- Barkan: Hilal biçiminde açılmış kum tepelerine denir.
- Lös: Rüzgarların biriktirdiği kum depolarına denir. Taşınmış topraklardır.
Vadiler
- Çentik Vadi
- V profilli vadilerdir.
- Akarsu gençlik evresinde oluşur.
- Aşındırma gücü fazladır.
- Derine aşındırma vardır.
- Dar, derin vadilerdir.
- Hidroelektrik üretimi fazladır.
- Boğaz Vadi (Yarma Vadiler)
- U profilli vadilerdir.
- Dağların kıyıya paralel uzandığı yerlerde görülür. Karadeniz, Akdeniz gibi
- Doğal geçitler olarak kullanılırlar. Gülek, Zigana, Kop, Belen gibi
- Asimetrik Vadi
- Akarsuların bir vadide dirençli yerleri az, dirençsiz yerleri fazla aşındırması sonucu oluşmuş vadilerdir.
- Kanyon Vadi
- Karstik bölgelerde yaygın olan basamak şeklindeki vadilerdir.
- Akdeniz bölgesinde sık rastlanır kireç taşlarından dolayı
- Geniş Tabanlı Vadi
- Akarsular eğimin azaldığı yerde yatağını yana doğru aşındırarak bu vadileri oluşturur.
- Akarsu menderesler çizerek akar ve akarsuyun:
- Yatak eğimi azalmıştır
- Akarsu hızı azalmıştır
- Uzunluğu artmıştır
- Aşındırma gücü azalmıştır
- Biriktirme faaliyeti yaygındır
- Kuş uçumu ve gerçek uzunluk arasındaki fark fazladır.