Türklerde Devlet Teşkilatı Konu Anlatımı
- İlk Türk Devletlerinde Devlet Anlayışı
-Türklerde devlete İl (el) adı verilirdi.
-İl aynı zamanda barış anlamında kullanılmıştır.
-Devleti yöneten hükümdar yönetme yetkisini Gök tanrı dan alır ve yaptığı tüm işlerden de Gök Tanrı ya karşı sorumludur. Ancak Hükümdar devleti keyfi yönetemez, hükümdarın yetkilerini Töre ve Gök tanrı dini kısıtlardı.
-Türkler Devlete baba, Vatana(ülke) ana demişlerdir.
Türk Cihan Egemenliği Anlayışı: Türklerin dünyayı yönetme ve dünyaya egemen olma düşüncesidir.
Türklerde Devleti Oluşturan Unsurlar:
- Bağımsızlık(Oksızlık)
b.Halk(Millet)
c.Ülke(Vatan-Toprak)
d.Teşkilatlanma
- Türklerde Ordu
Türklerin tarih boyunca birçok büyük devlet kurmalarının temel etkenlerinden birisi güçlü ordulara sahip olmalarıdır. Bozkır göçebe hayatının zorlukları Türklerin mücadeleci ve disiplinli bir yapıya sahip olmalarına neden olmuştur.
Türk Ordusunun genel özellikleri şunlardır.
a.Türk ordusunda ücretli askerlik yoktur. Halk kadın erkek ayırt edilmeksizin her an savaşa hazır durumda olduğu için Türk milleti için ordu-millet deyimi kullanılmıştır.
b.Sürekli ordunun bulunduğu Türk devletlerinde ordunun temeli atlı askerlere dayanır.
c.İlk düzenli orduyu Hun hükümdarı Mete 10´luk askeri sisteme göre oluşturmuştur.
d.Ordunun başında savaşlara kağan gider, diğer hanedan üyeleri komutan olarak orduya Komuta ederlerdi.
e.Türk ordusunun temel silahları ok-yay ve kılıçtır.
f.Savaşlarda Turan taktiği (Hilal Taktiği– Kurt kapanı-Sahte Ricat) tekniği kullanılır.
Not:İlk Türk devletlerinde Kağanı koruyan seçme muhafız birliklerine Böri, Keşifler yapan akıncı birliklerine de Yelme denir. - Devlet Yönetimi
a.Kağan:Türk devletlerinde devletin başı, egemenliğini Tanrıdan alan hükümdardı. Hükümdar kutsal sayılır ve ona tanrı tarafından bazı güçler verildiğine inanılırdı.
Tanrı tarafından verilen bu güçler;
Kut : Siyasi iktidar-yönetme gücü, becerisi
Ülüg-Ülüş: Ekonomik güç-Hükümdarın ülkeyi zenginleştirmesi ve halka bu bolluğu adil şekilde üleştirme paylaştırma gücü
Küç: Savaş yeteneği- savaş kazanma becerisidir.
Kağan olabilmek için hükümdar ailesinden gelmek ve erkek olmak şartı vardı.
Töreye göre hükümdar iki biçimde tespit edilirdi.
- Kurultay tarafından seçilen
2.Baş hatunun en büyük oğlu.
İlk Türk devletlerinde hükümdarın unvanları: Kağan, Han, Yabgu, İl-teber, Şanyü ve İdikut
Hükümdarlık Sembolleri: Otağ, Taht, Sancak, Davul, Sorguç, Kemer, Kılıç ve Kamçı
Kağanın görevleri:
1.Ülkeyi düşmanlardan korumak
2.Ülkede birlik ve barışı sağlayıp boyları bir arada toplamak
3.Töre kurallarını uygulamak
- Halkı adaletli ve eşit yönetmek
5.Halkı giydirip doyurmak, refah seviyesini artırmak
6.Ordunu başında sefere gitmek
7.Devlet görevlilerini atamak
8.Savaşa ve barışa karar vermek
9.Elçileri göndermek ve kabul etmektir.
-Kağanın eşine hatun ya da katun denirdi. Hatunlar kendine özgü tahtına oturur, kurultay katılır, elçileri kabul eder, savaşa katılır ve hükümdar öldüğünde çocuklar küçük ise bir müddet devleti hatun yönetirdi.
-Kağanın erkek çocuklarına Tigin denirdi. Tiginler küçük yaştan itibaren Ataman(İnal-İnanç) adı verilen öğretmenler gözetiminde şehirlere yönetici olurlardı.
-Hunlar Orta-Doğu-Batı olmak üzere üç kısma ayrılmış olup buna üçlü sistem denirdi. Ortayı hükümdar doğuyu veliaht Tiginler batıyı ise hanedan üyeleri yönetirdi.
– Göktürk ve Uygurlar da ise ülke doğu-batı olarak ikili teşkilatla yönetilirdi. Doğuda kağan batıda ise hanedan üyeleri vardı.
b.Hükümet: İlk Türk devletlerinde hükümete ayukı denirdi. Ayukının başında aygucı ve üge adı verilen vezir vardı. Ayukı halk arasında sevilen ve hanedan üyesi olmayan kişilerden seçilirdi. Hükümette birçok görevliler vardı. Bu görevlilere buyruk(Bakan) adı verilirdi. Bu görevliler; Erkin(İlteber devlet memuru) – buyruk (bakan) – Tudun(Vergi memurları) – Tutuk(Vali) Bitikçi(kâtip)-Otacı(Hekim)-subaşı-(ordu komutanı)- Agıçı (Hazine görevlisi) – Tamgacı(Mühürdar)
c.Kurultay:
-İlk Türk devletlerinde devleti ilgilendiren konuların görüşülüp karar bağlandığı meclislere Kurultay yada Toy denirdi.
-Kurultay üyelerine Toygun denilmekte olup Kağan-Hatun-Vezirler-Devlet memurları-Boy Beyleri-Komutanlar ve halkın ileri gelenleri kurultaya katılırdı.
Hunlarda Kurultay yılda üç defa toplanırdı.
- Kurultay: Kışın toplanır ve dini içerikte konular görüşülür.
- Kurultay:İlkbaharda toplanır ve kağana bağlılık kurultayıdır.
III. Kurultay: Sonbaharda toplanır Savaş ve sayım kurultayı da denir. Halk ve hayvanlar sayılırdı.
-Ayrıca Kağanı da genellikle Kurultay tespit ederdi. Kurultayın bulunması Türklerde demokratik bir devlet yapısı olduğunu gösterir.
-Her boyun küçük kurultayları da vardı.
– Kurultay sonrası Toy denilen şenlikler düzenlenirdi.
B.TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI
1.Türk-İslam Devletlerinde Devlet Anlayışı
Orta Asya da kurulan ilk Türk-İslam devleti Karahanlılar dır. İlk Türk devletlerindeki anlayışlar Türk-İslam devletlerinde de devam etti.
Türk-İslam devletlerinde Devlet anlayışının dayandığı temel esaslar ;
a.Töre
b.İslam dini
c.Türk-Cihan egemenliği
d.Cihat anlayışı şeklindedir.
Ancak Türk-İslam devletlerinde din ve devlet işlerinin ayrıldığı Laiklik ilkesi görülür.
2.Merkez teşkilatı
a.Hükümdar:
– İlk Türk devletlerindeki Kut inancı (Tanrı tarafından kutsanma-Tanrı tarafından verilen güçler) İslamiyetin kabulüyle İslami anlam kazanarak Allahın takdiri ve nasibi olarak değiştirildi.
-Tahta geçme konusunda aynı şartlar devam etti. Bu da taht kavgalarına ve iç karışıklıklara neden oldu.
– İlk Türk-İslam devletlerinde Kurultay benzeri yapılar olmadığı için hükümdarın yetkileri çok genişti.
-Hükümdar, saray-hükümet-ordu ve adaletin başı olduğundan tüm güçleri (Yasama-Yürütme-Yargı) elinde toplamıştı.
Türk-İslam Devletlerinde hükümdarın kullandığı unvanlar; İlig , Hakan , Han , Şah ve Sultan dır. Gazneli Mahmut sultan unvanını kullanan ilk Türk hükümdarıdır.
Türk-İslam devletlerinde hükümdarlık sembolleri, İlk Türk devletlerindeki sembollere ilave olarak Hutbe ve Hilat´ta eklendi.
-Sultanın erkek çocuklarına melik yada şehzade denilmekte olup Selçuklularda hükümdarın erkek çocukları şehirlere vali olarak gönderilirdi.
-Buna Atabeylik sistemi denir. Melik-Şehzade öğretmenlerine Atabey denir.
b.Saray : Türk-İslam devletlerinde saray üç bölümden oluşurdu.
1.Harem :Hükümdar ve ailesinin oturduğu bölüm
2.Selamlık :Devletin idare edildiği bölüm
3.Enderun:Memurların yetiştirildiği okul bölümü
Karahanlılarda saraya Kapu, Selçuklularda Dergâh ya da Bargâh denirdi. Sarayda birçok görevli bulunurdu. Bunların başında ise Hacip bulunurdu. Hacip Sultan ve Vezirden sonra en yetkili üçüncü görevli idi.
Sarayda diğer görevliler ise
Hares Emiri :Saray güvenlikçisi
Silahtar: Hükümdarın silahlarını korur
Abdar: Hükümdarın Temizlik işleri
Çaşnigir: Hükümdarın Yiyecek işleri
Şarabdar: Hükümdarın içecekleri
Camedar : Hükümdarın Elbiseleri
Candar : Sarayı dışarıdan gelen sadırlara karşı korur
Alemdar: Bayrak ve sancakları korur savaşa götürür.
Emir-i Ahur: Sarayın atlarına bakar
Emir-i Şikar: Hükümdarın av işleri
c.Hükümet: Hükümetin başında Karahanlılarda Yuğruş, Gaznelilerde Hace-i Buzurg Selçuklularda ise Vezir vardı. Vezir Sultan dan sonra en yetkili kişidir. Karahanlı, Gazneli ve Selçuklularda hükümet işleri Divan adı verilen dairelerde görülürdü.
Türk-İslam devletlerinde belli başlı divanlar, görevleri ve en büyük görevlileri şunlardır.
1.Divan-ı Saltanat (Karahanlılarda Divan-ı Ali, Gaznelilerde Divan-ı Vezaret): Başkanı vezir olup devletle ilgili tüm işler burada görüşülür. Diğer divanların başkanları katılır.
2. Divan-ı Tuğra (Karahanlılarda Divan-ı Tuğra- Gaznelilerde Divan-ı Risalet) : Başkanı Tuğrai olup devletin tüm iç ve dış yazışmalarını yapar.
3.Divan-ı İstifa (Karahanlılarda Divan-ı İstifa- Gaznelilerde Divan-ı Vekâlet) : Başında Müstevfi olup Devletin her türlü mali işleriyle ilgilenir.
4.Divan-ı İşraf (Karahanlılarda Divan- ı İşraf – Gaznelilerde Divan-ı İşraf) :Başında Müşrif olup Teftiş divanıdır.
5.Divan-ı Arz ( Karahanlı-Gazneli de aynı): Başında Emir-i Arız olup Askeri işlerle ilgilenir.
3.Taşra Teşkilatı
-Karahanlılarda eski Türk ikili idare sistemi bir müddet devam etmiştir. Ancak Karahanlı, Gazneli ve Selçuklularda ülke Eyalet-Şehir-kasaba-Köy olarak idari birimlere ayrılmıştır.
-Eyaletleri Şıhne denilen askeri vali ile Melik adı verilen Hanedan üyeleri valiler yönetirdi.
-Askeri işlerden ise subaşı, mali işlerden Amil yada imga, adli işlerden Kadıyada Kadil Kudat, belediye işlerinden ise muhtesipler sorumlu idi.
-Şehirleri Amid adı verilen askeri valiler yönetirdi.
-Diğer yöneticiler Eyaletler ile aynı idi.
– Türk-İslam devletlerinde posta teşkilatına da önem verilmiş, ayrıca Berid adı verilen görevliler Taşradaki görevlileri kontrol eder, raporları merkeze gönderirdi.
4- Ordu Teşkilatı
Türk-İslam Ordusunun genel özelikleri
a.İlk Türk devletlerinde onlu askeri sistem uygulanmamıştır.(Karahan ve Selçuklu Hariç)
b.Ordunun aslı yine Türklerden oluşmasına rağmen Türk İslam devletlerinde başka unsurlarda orduya alınmaya başlamıştır.
c.Atlı birliklerin yanı sıra yayalarda kullanılmaya başlanmıştır.
d.Ok yay kılıç önemli silahlardır.
e.Hükümdarlar ordu komutanıdır.
f.Turan taktiği uygulanmıştır.
Karahanlılarda Ordu;
a.Saray Muhafızları: Hükümdarı koruyan maaşlı askerler
b.Hassa ordusu: Asıl savaşan ordu olup maaşlıdırlar
c.Eyalet ordusu: Şehzade ve valilerin orduları
d.Gönüllü Türkmenler
Gaznelilerde ordu;
a.Gulaman-ı saray: Sarayı ve sultanı koruyan maaşlı askerler
b.Hassa ordusu : Türklerden oluşan asıl savaşan ordu olup maaşlıdır.
c.Eyalet Ordusu : Şehzade ve valilerin orduları
d.Ücretli askerler : Gönüllülerden oluşurdu.
Selçuklularda Ordu ;
a.Gulaman-ı Saray: Sarayı ve sultanı koruyan maaşlı askerler
- Hassa ordusu:Süvari olup asıl savaşan ordudur.
- İkta askerleri: İkta sistemiyle yetiştirilen askerler
d.Türkmenler : Akıncı birlikleridir
e.Bağlı devletlerin askerleri
f.Yardımcı Hizmet sınıfı : Mancınıkçı-Neftçi-lağımcı
C. KLASİK DÖNEM DEVLET TEŞKİLATI
- Osmanlı Devlet Anlayışı
Osmanlı devlet anlayışı genel olarak Selçukluları örnek alarak oluşturulmuştur.
Osmanlı devlet anlayışı üç temel üzerine kurulmuştur. Bunlar ;
a.Devlet-i Ebed Müddet : Devletin sonsuza kadar yaşatılması
b.Nizam-ı Alem : Dünya düzeninin sağlanması adalet ve barışın sağlanması
c.Kanun-ı Kadim : Kamu hukuk kurallarının üstünlüğü , büyük kanunlar
-Osmanlı devletinde tüm yönetim ve kanunlar töre ve İslam dinine uygun olarak düzenlenmiştir.
-Bunun yanında bazı hükümdarlar kanunlarda yapmışlardır. Fatih Sultan Mehmet (Fatih kanunnameleri ya da Kanunname-i Ali Osman) ve Kanuni Sultan Süleyman buna örnektir.
2. Merkez Teşkilatı
Osmanlı merkez teşkilatı Hükümdar-Saray ve Divan-ı Hümayun olarak sıralanmıştır.
a.Hükümdar:
-Osmanlı hükümdarları Bey , Gazi , Hüdavendigar , Sultan, Han ve padişah unvanlarını kullanmışlardır. -Osmanlı sülalesine Ali Osman denilmiştir.
-Ancak tahta çıkarken belli bir kural olmadığı için taht kavgaları yaşanmıştır.
-Bunu önlemek için Osmanlı Hükümdarları veraset sistemine bazı yenilikler getirmişlerdir. Bunlar;
1. I. Murat ‘‘Ülke hanedanın ortak malıdır’’ anlayışının yerine ‘‘Ülke padişahın oğullarının malıdır’’ anlayışını getirdi.
2. Fatih, kardeş katli ilkesini getirdi.
3. I. Ahmet, kardeş katli ilkesini kaldırarak Ekber ve Erşet(yaşı en büyük hanedan üyesinin tahta geçmesi) getirdi.
-Padişahlar cülus töreni ile tahta çıkar, Eyüp Sultan da kılıç kuşanırdı.
– Padişah Yasama-Yürütme-Yargı güçlerini elinde toplamıştır.
-Padişahın erkek çocuklarına Şehzade denirdi. Şehzadeler 12 yaşlarında Lala(Padişah öğretmeni) adı verilen öğretmenler gözetiminde devlet tecrübesi kazanmak için illere(Sancak) vali olarak gönderilirdi. Bu sisteme Sancağa çıkma denir. Sancağa çıkma III. Mehmet döneminde kaldırılınca devlet yönetimi tecrübesi olmayan padişahlar başa geçti.
b.Saray:
-Saray hem padişahın devleti yönettiği hem de devlet işlerini yürüttüğü merkezdir. Osmanlı sarayı üç bölümden oluşurdu.Bunlar;
1.Birun: Dış saray
2.Enderun: İç saray ve devşirmelerin yetiştirildiği okul
3.Harem: Hükümdarın özel hayatını geçirdiği bölüm
-Enderun da devşirmelerin yetiştirildiği Enderun mektebi bulunur.
– (Devşirme; Hıristiyan kökenli çocukların Türkleştirilip Müslümanlaştırılması demektir.)
-Küçük yaşta alınan Hıristiyan kökenli çocuklar Anadolu da Türk ailelerin yanına verilir orada bir süre kaldıktan sonra çok zeki olanları Enderun mektebine alınırdı. Burada padişahın özel hizmetinde bulunan çocuklar daha sonra çeşitli görevler alarak saraydan çıkarlardı.
-Devşirmeler Sadrazamlığa kadar yükselmişlerdir. Özellikle Fatih devrinden itibaren devşirme kökenli devlet görevlisi sayısı artmış ve Türk kökenli devlet adamları ile devşirme kökenli devlet adamları arasında çekişmeler yaşanmıştır.
-Enderun ayrıca her türlü devlet işlerinin görüşüldüğü yerdir. Hükümdar elçileri kabul eder, Divan toplantıları burada (Babüssaade) yapılırdı. Osmanlıda saraylar Topkapı , Edirne ve İbrahim Paşa sarayları önemli saraylardır.
c.Divan-ı Hümayun:
-Osmanlıda her türlü devlet işlerinin görüşüldüğü meclise Divan-ı Hümayun denir.
-Osmanlılarda diğer Türk-İslam devletlerinden farklı olarak tek divan vardır.
-Divan-ı Hümayun Orhan Bey döneminde kurulmuştur. Fatih dönemine kadar Divana Padişah başkanlık ederken Fatih´ten sonra Vezir-i azamlar başkanlık etmeye başladılar.
– Divan-ı Hümayun a en yüksek devlet görevlileri katılırdı.
-Divanda İlmiye, Kalemiye ve Seyfiye sınıfına mensup görevliler vardı.
Seyfiye: Asker kökenli Divan üyeleri olup Vezir-i Azam (Padişahın mutlak vekili, Padişahtan sonra en yetkili kişi günümüz başbakan benzeri) Vezirler (Veziri azamın verdiği görevleri yerine getirir. Günümüz Bakan benzeri)Yeniçeri Ağası (Yeniçeri askerinin komutanı, günümüz Kara kuvvetleri komutanı benzeri) Kaptan-ı Derya (Donama komutanı günümüz Deniz kuvvetleri komutanı)
İlmiye: Medrese kökenli Divan üyeleri olup Yargı ,İfta(Fetva verme) ve Eğitim işleri ile uğraşırlardı. Kazasker(Yargı işerinden sorumlu en büyük hakim-yargıç idi günümüz Adalet Bakanı) Şeyhülislam (fetva verir , medreseleri yönetirdi.)
Kalemiye : Bürokrasi yani memur kökenli devlet adamları olup devletin mali ve yazışma işerlini yürütürdü.Defterdar (Tüm ekonomik-mali işlerden sorumlu idi. Günümüz Maliye bakanı) Nişancı (Devletin tüm yazışmalarını hazırlar padişahın Tuğrasını çekerdi.)
3- Taşra Teşkilatı
Osmanlı devletinde ülke Eyaletler(İllerin birleşmesi ile oluşur) sancak (il) Kaza (İlçe) ve köy şeklinde idari birimlere ayrılmıştır. Eyaletler;
1.Saliyaneli : Yıllıklı olup Tımar sistemi uygulanmayan fakir Arap eyaletleridir.
2.Saliyanesiz : Tımar sisteminin uygulandığı eyaletler
3.Bağlı hükümetler(Kırım-Eflak-Boğdan)
- Özel yönetimli eyaletler
Osmanlı Taşra Teşkilatı
İdari Birim | Yöneticisi | Adalet İşleri | Güvenlik İşleri |
Eyalet | Beylerbeyi | Kadı | Subaşı |
Sancak | Sancak Beyi | Kadı | Subaşı |
Kaza | Kadı | Kadı | Subaşı |
Köy | Köy Kethüdası | Kadı Naibi | Yiğit Başı |
Tımar sistemi:
-Osmanlı Devletinde bazı asker ve memurlar maaş verilmez, bunun yerine kişinin rütbesine göre toprak verilirdi.
– Sahib-i Arz denilen bu kimse toprakları çiftçiye kiralar elde edilen gelirler ile kendi ve yanında çalışanların maaşlarının ayırdıktan sonra geri kalanı ile asker beslerdi. Bu sisteme tımar veya dirlik sistemi denir.
Dirlik sistemi üç gruba ayrılır.
1.Has: gelirleri 100000 akçeden fazla olan topraklar olup yüksek dereceli memur ve askerlere verilir. 2.Zeamet: Gelirleri 20000 ila 100000 akçe arası olan topraklar olup orta dereceli memur ve askerlere verilir.
3.Tımar: Gelirleri 20000 akçeden az olan topraklardır. Düşük dereceli memur ve askerlere verilir.
- Ordu Teşkilatı
Osmanlı Ordusu üç ana kısma ayrılır. a- Kapıkulu askerleri b- Eyalet askerleri c- Donanma
a.Kapıkulu askerleri:
-Bunlar devşirme kökenli olup saray da yaşarlar üç ayda bir ulufe adı verilen maaş ve cülus bahşişi alırlar evlenmezler askerlik dışına başka meslekle uğraşmazlardı.
-Yayalar ve Süvariler olarak iki bölümdürler.
Yaya ocakları şunlardır:
1.Acemi Ocağı : Devşirmelerin ilk geldiği ve diğer ocaklara asker yetiştiren ocaktır.
2.Yeniçeri Ocağı : Savaşlarda padişahı diğer zamanlarda sarayı koruyan askerlerdir.
3.Cebeci Ocağı : Silahların yapım ve onarımıyla görevli ocaktır.
4.Topçu Ocağı : Top döken ve savaşlarda kullanan ocaktır.
5.Top arabacıları ocağı : Topları cepheye taşıyan ocaktır.
6.Humbaracı Ocağı : El bombası havan topu yapan ocaktır.
7.Lağımcı Ocağı : Kale kuşatmalarında kalenin altına tüneller kazan ocaktır.
Süvariler ise şunlardır: Sipahiler-Silahtarlar-Sağ Garipler-Sol Garipler-Sağ Ulufeciler-Sol Ulufeciler
b.Eyalet askerleri:
-Osmanlı ordusunun en kalabalık ve en savaşçı bölümüdür.
-Taşlarda otururlar.
– Meslekle uğraşabilirler evlenebilirler kendi evlerinde yaşarlar.
-Eyalet askerleri,Tımarlı Sipahiler-Akıncılar-Gönüllüler-Beşliler-Azaplar-Yayalar-Müsellemler-Deliler şeklinde teşkilatlanmıştır.
c.Donanma :
-Deniz kuvvetleridir. Başında Kaptan-ı Derya ulunur.
-Deniz askerlerine levent denir.
-Barbaros-Piri Reis,Turgut Reis,Kılıç Ali Paşa,Seydi Ali Reis,Burak Reis önemli denizcilerdir.
– İstanbul-Süveyş-Rusçuk-Gelibolu-Sinop-İzmit-Basra önemli tersanelerdir.
Ç. TANZİMAT DÖNEMİ OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI
1.XVIII. Yüzyılda Osmanlı Devletinde Meydana Gelen Değişmeler
Bu yüzyıllarda meydana gelen önemli değişmeler şunlardır.
a.Osmanlı devletinde 18. yüzyılda sadrazamın güçlenmesiyle Divan toplantıları Bab-ı Ali de(sadrazam konağı) toplanmaya başladı.
b-Kalemiye sınıfı ve Reisülküttab önem kazandı. Önceki dönemlerde Nişancı ya bağlı bir memur olan Reisülküttab zamanla Hariciye(Dışişleri bakanı) haline geldi.
c. Lale devrinde ilk önemli ıslahatlar yapıldı.
d.18. yy ıslahatları asıl III. Selim döneminde hız kazandı. Bu dönemde ilk devamlı dış elçilikler açıldı. Nizam-ı Cedit ıslahatları adı verilen III. Selim ıslahatları, III. Selim in tahttan indirilmesi ile son buldu.
2.XIX. yy Islahatları
a.Bu dönemde en çok ıslahat yapan hükümdar II. Mahmut tur. II. Mahmut 1808 de Anadolu ve Rumeli ayanları ile Sened-i İttifak ı imzaladı. Böylece ilk kez Osmanlı padişahının yetkileri kısıtlandı.
b.II. Mahmut Yeniçeri ocağını kaldırarak yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye isimli Batı tarzında bir ordu kurdu.
c. İlk kez Seraskerlik makamı(Genelkurmay başkanlığı)kuruldu.
d.En önemli devlet görevlileri Sadrazam-Serasker-Şeyhülislam oldu.
e. Divan-ı Hümayun kaldırılarak yerine heyeti vükela (Bakanlıklar) kuruldu. Vezirlere Nazır, Kazaskere Adliye Nazırı, Reisülküttaba Hariciye Nazırı(Dış işleri bakanı) , Defterdara maliye Nazırı denilmeye başlandı.
f.Devlet memurlarının maaşları aylık olarak hazineden ödenmeye başlandı.
II. MAHMUT DÖNEMİ ISLAHATLARI
1.Sened-i İttifak: 1808 de II. Mahmut döneminde Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa´nın katkıları ile Anadolu ve Rumeli ayanları ile Padişah II. Mahmut un imzaladığı bir anlaşma olup bu anlaşma ile Osmanlı da padişahın yetkileri ilk defa sınırlandırılmıştır.
2.II. Mahmut 1826 yılında Yeniçeri Ocağını kaldırarak yerine Batı tarzında Asakir-i Mansure-i Muhammediye adında bir ordu kurdu. Tarihte Yeniçeri ocağının kaldırılması olayına Vakay-ı Hayriye denir.
3.Günümüz Genelkurmay Başkanlığı yetkileri sahip Seraskerlik makamı kuruldu.
4.Divan-ı Hümayun ve Bab-ı Ali kaldırılarak yerine Heyet-i Vükela yada Nezaretler(nazırlık yani günümüz manasında bakanlıklar) kuruldu. Kubbealtı vezirliği tamamen kaldırıldı.Divan üyeleri; Sadrazama başvekil(başbakan) Kazasker (adliye nezreti=Adalet bakanı) , Reisülküttab (Hariciye nezareti=Dışişleri bakanı) Yeniçeri ağası(yeniçeri ocağı kaldırıldığı için yerine seraskerlik=Genelkurmay) , Sadaret Kethüdası(Dahiliye Nazırı=İçişleri Bakanı) , Defterdar (Maliye nazırı=Maliye Bakanı) oldu.Vezirlere (Nazır=Bakan) ,Kaptan-ı Derya (Bahriye Nazırı-Deniz Kuvvetleri komutanı) , Şeyhülislam ise Osmanlı Devleti yıkılıncaya kadar aynı adla devam etmiştir.
5.Devlet işlerinin kolaylaştırılması için yeni meclisler kuruldu. Askeri işler için Dar-ı Şuray-ı Askeri, Adalet işleri ve kanun yapmak için Meclis-i Ahkâmı Adliye ve yönetim işleri için Dar-ı Şuray-ı Bab-ı Ali meclisleri oluşturuldu.
6.Taşra teşkilatında ise tımar sistemi kaldırıldı ve tüm asker ve memurlara maaş bağlandı. Mahalle ve köy muhtarlıkları kuruldu. İç güvenliği sağlamak için redif adı verilen ordu kuruldu.
TANZİMAT DÖNEMİ ISLAHATLARI
1.Tanzimat Fermanı: 1839 da Abdülmecit in hükümdarlığı döneminde sadrazam Mustafa Reşit Paşa´nın katkıları ile ilan edilen bir fermandır. Gülhane Parkında okunup ilan edildiği için Gülhane Hatt-ı Hümayun da denir. Bu fermanla Osmanlı halkına bazı haklar verilmiştir. Tüm Osmanlı tebaası(Halk) eşit sayılmıştır. Tanzimat Fermanı ile Osmanlı hızlı bir batılılaşma sürecine girmiş ve bu dönemde yapılan ıslahatlara Tanzimat ıslahatları denir.
2.Islahat Fermanı: 1856 da Kırım savaşı sonrası Batılı ülkelerin azınlıkları bahane ederek içişlerimize karışmalarını engellemek için Abdülmecit in hükümdarlığı döneminde yayımlanan bir fermandır. Bu fermanla azınlıklar geniş haklara kavuşmuştur.
3.Tanzimat döneminde Padişahtan sonra en yetkili devlet görevlileri ;Serasker, Sadrazam ve şeyhülislam olmuşlardır.
4.1868 de Şurayı Devlet (Danıştay) ve Divan-ı Ahkâm-ı Adliye(Yargıtay kuruldu.)
5.Taşra teşkilatında 1840 Nizamnamesi çıkarıldı. Bu nizamname ile ülke Eyalet (yöneticisi Müşir) , Sancak(yöneticisi kaymakam) , Kaza(yöneticisi seçimle Kaza Müdürü) ve köy(Yöneticisi Muhtar) olarak bölümlere ayrıldı. İlk kez Eyalet ve sancak genel meclisleri açıldı. Daha sonra 1867 ve 1871 Nizamnameleri çıkarıldı. Nahiye(Bucak) adı verilen yeni bir taşra yönetim birimi oluşturuldu.
Osmanlı Taşra Teşkilatı (1840)
Yönetim Birimi | Yöneticisi |
Eyalet | Müşir (Vali) |
Sancak | Kaymakam |
Kaza | Kaza Müdürü |
Köy | Muhtar |
Türklerde Devlet Teşkilatı Konu Anlatımı
- MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI
- Kanunuesasinin Kabulü ve I. Meşrutiyet’in İlanı
-Tanzimat Fermanı’yla başlayan Osmanlılardaki anayasal devlet anlayışı Kanun-i Esasi’nin kabulü ile meşruti yönetime geçişi sağladı.
Meşrutiyetin ilan edilmesinde;
-Yeni Osmanlıların (Genç Osmanlılar) padişaha baskı yapmaları,
-Avrupalı devletlerin, azınlık sorununu bahane ederek devletin içişlerine karışmasını önlemek,
-Osmanlıcılık düşüncesiyle azınlık (bağımsızlık) isyanlarını durdurmak,
-Azınlıkları yönetime katarak, birlik ve beraberliği sağlamak böylece devletin bütünlüğünü korumak,
-1876’da Avrupalı devletlerin katılımıyla düzenlenen İstanbul (Tersane) Konferansı’nda aleyhimize kararlar çıkmasını engellemek,
-Osmanlı halkının yönetime katılmasını sağlamak etkili olmuştur.
Not: Türk Tarihi’nde ilk kez bir anayasa hazırlanarak halk hükümdarın yanında yönetime ortak olmaya başladı. Osmanlı halkı ilk defa sınırlı da olsa seçme ve seçilme hakkını kullanmıştır. Ayrıca Kanun-u Esasi; Türk tarihinin Avrupa tarzındaki ilk anayasasıdır.
GENÇ OSMANLILAR
Yönetime karşı ilk teşkilatlı muhalefet hareketi Genç Osmanlılar Cemiyeti ile başladı. Bu Cemiyetin sabit bir merkezi,şubeleri ve siyasi liderleri yoktu. Farklı zamanlarda Mustafa Fazlı Paşa, Ziya Paşa, Mithat Paşa gibi kişiler lider olarak vasıflandırılmıştır.
Cemiyetin programları; Osmanlı tebaasına eşit haklar sağlanması, bu hakların kanun güvencesi altına alınması; meşrutiyet idaresinin kurulması ve vatanseverlik hissi ile fertlerin birbirlerine bağlanmasından ibaretti. İzledikleri yol ikna ve telkindi. Fikirlerinin oluşmasında Türk, İslam ve Batı kültürünün etkisi vardı. Amaçlarını tam anlamıyla gerçekleştiremeyen Genç Osmanlılar, bununla beraber meşrutiyetin ilan edilmesi, anayasanın hazırlanmasında başarılı olmuşlar ve genel anlamda ilk demokratik fikirlerin oluşmasını sağlamışlardı.
MECLİS-İ UMUMİ
Mebusan Meclisi | Ayan Meclisi | |
*Üyeleri halk tarafından her elli bin erkek nüfusa bir temsilci gelecek biçimde bir seçim belirlendi.
*Bu meclise gelenler vilayet meclislerinin üyeleriydi. *Çalışmalarını açık oturumlarda yürütürlerdi. *Padişah gerektiğinde meclisi fesh edebilirdi. |
*Üyeleri padişah taraflından seçilir ve ömür boyu görevde kalırlardı.
*Üye sayısı Mebusan meclisi üyelerinin üçte birini aşamazdı. *Önemli görevler yapmış bürokratlarla birkaç ulema sınıf üyesinden oluşmaktaydı. *Çalışmalarını kapalı oturumlarda yürütürdü. |
|
Üye sayıları | 115 | 26 |
Müslüman | 69 | |
Gayrimüslim | 46 |
Meşrutiyet Dönemi Yenilikleri
Meşrutiyet: Hükümdarın yanında meclis açılarak halkın kısmen yönetime katıldığı devlet idare şekline meşrutiyet denir. Osmanlı devletinde 1876 da II. Abdülhamit in hükümdarlığı döneminde Mithat Paşa´nın katkıları ile I. Meşrutiyet ilan edildi. Meşrutiyetle birlikte Kanun-ı Esasi (ilk Anayasamız) ilan edildi ve 1877 de seçimler yapılarak Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan adında iki meclis açıldı. Mebusan ve Ayan Meclisleri Şurayı Devlet tarafından hazırlanan kanunları görüşür ve padişahın onayı ile kanunlar yürürlüğe girerdi. Hükümeti ve Bakanları da bu iki meclis seçer, padişahın onayı ile de hükümet kurulurdu.
Kanun-i Esasi
1876 de ilan edilen anayasadır. Bu anayasanın amacı özgürlükleri artırarak Osmanlı devletinin dağılmasının önlenmek istenmesidir. Kanun-ı Esasi´yi Mithat Paşa önderliğinde Şurayı Devlet hazırlamıştır. Toplam 119 maddeden oluşmuştur.
Meclis-i Mebusan
Üyeleri halk tarafından seçilen meclistir.4 yıllığına seçilir. Çalışmalarını açık oturumlarla yapar. Padişah meclisi kapatabilirdi. Toplam 115 mebus(vekil vardır.)
Meclis-i Ayan
Üyeleri Padişah tarafından ömür boyu seçilir. Asker, bürokrat ve ulema sınıfından oluşur. Çalışmalarını kapalı oturumda yapardı. Toplam 26 ayan vardır.
Şurayı Devlet
Padişahın ataması ile oluşan 28 kişilik bir kurul olup Meclislerin teklifi ile Kanun-ı Esasiye aykırı olmamak kaydıyla kanun hazırlar, kanunlar önce Meclis-i Mebusan daha sonra Meclis-i Ayan da görüşülür ve Padişahın onayı ile yürürlüğe girerdi.
- İlk Osmanlı Parlamentosu
-İki meclis vardır;
Ayan Meclisi; Padişahın seçmiş olduğu üyelerden oluşan meclistir. Bu üyelerin ömür boyu görevde kalabilme hakları vardı.
Mebusan Meclisi;Halkın seçtiği mebuslardan oluşan meclistir.
-Yürütme yetkisi padişah ve hükümete aittir.
-Hükümet, padişaha karşı sorumludur.
-Yasama yetkisi meclise aittir.
-Mebusan Meclisi padişahın izniyle kanun teklifi hazırlayabilir.
-Kanunların yürürlüğe girmesinde son söz padişaha aittir.
-Padişahın meclisi açma kapatma yetkisi vardır.
Not: Bu nedenle Osmanlı’da görülen meşruti yönetim mutlak meşrutiyettir.
-Her 50.000 kişiye bir milletvekili seçme hakkı verilmiştir. Ayrıca 4 yılda bir seçim yapılacaktır.
-Seçimlerde sadece erkekler oy kullanabilir.
Not: Osmanlı Devleti, meşruti yönetimde azınlıklara da temsil hakkı tanımıştır. Bu yönüyle İngiltere gibi birçok Batı ülkesinden daha önce demokratikleşme sağlanmıştır.
Not: I. Meşrutiyet Dönemi’nde oluşturulan mecliste azınlık mebusların kendi haklarını koruma siyaseti gütmeleri ve imparatorluk adına meclisten önemli kararların çıkmaması bu meclisin kapatılmasında temel etken olmuştur.
- II. Meşrutiyet’in İlanı
1877–78 Osmanlı-Rus savaşı (93 Harbi) nedeniyle II. Abdülhamit Kanun-ı Esasinin kendisine verdiği yetki ile 1878 de Kanun-ı Esasi´yi yürürlükten kaldırdı ve Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan´ı kapattı.
Meşrutiyet isteyen Osmanlı aydınları Genç Osmanlılar (Jön Türkler) adı verilen bir örgüt kurarak II. Abdülhamit´e karşı muhalefete geçtiler. Bu örgüt zamanla İttihat ve Terakki Partisi adını aldı.
1908 yılına kadar II. Abdülhamit ülkeyi mutlakiyetle yönetti. Ancak İttihat ve Terakkinin başlattığı muhalefet zamanla ayaklanmaya dönüştü. 1908 de Niyazi Bey ve arkadaşları meşrutiyet isteyerek ayaklandı ve 1908 de II. Abdülhamit Kanun-ı Esasiyi tekrar yürürlüğe koydu. Meclisler tekrar açıldı. 1908 de İttihat ve Terakki Partisi yapılan seçimleri kazanarak mecliste çoğunluğu elde etti. Ancak II. Abdülhamit 1909 da tarihimizde 31 Marta olayı denilen bir ayaklanma hareketiyle tahttan indirildi ve yerine Mehmet Reşat Padişah yapıldı. 1913´te Enver Paşa önderliğinde İttihatçılar Bab-ı Ali Baskını adı verilen olayla Meclis-i Mebusan ı basarak muhalefeti yok ederek idareyi ele aldı. Bab-ı Ali Baskınından sonra Padişahların hiçbir yetkisi kalmadı. Talat Paşa-Enver Paşa ve Cemal Paşa, Devleti 1918 I. Dünya savaşı sonrasına kadar yönetti. Savaştan sonra İttihatçılar öldürüldü ya da sürüldü. 1918–1922 arası Hürriyet ve İtilaf Fırkası ülkeyi yönetti. (En meşhur Hürriyet ve İtilaf partili Damat Ferit Paşa dır.). II. Meşrutiyet döneminde 1908–1912–1914 ve 1919 da olmak üzere 4 tane seçim yapılmıştır.
İttihat ve Terakki
1889’da gizli olarak İstanbul’da “İttihadı Osmani Cemiyeti” adı ile kuruldu. Kısa bir süre sonra yurt içinde ve dışında destek bulan cemiyet, özellikle Rumeli’deki teşkilatlanmaya hız verdi. İtalyan Birliği’nin kazanılmasında büyük rol oynayan “Carbonari Cemiyeti”nin gizlilik ve disiplinini örnek alarak kurulan cemiyet, üyelerini çok sıkı ve gizli deneyimlerden geçirdikten sonra seçerdi. Cemiyetin yayın organları, “Meşveret” ve “Mizan” gazeteleri yurt dışında çıkarılır ve yabancı postaneler kanalıyla yurda sokulurdu. Merkezi Paris olan Cemiyet, Osmanlı Devleti’nde farklı görüşlerin yaygın olduğu Makedonya’yı kendilerine propaganda ve yayın sahası olarak seçti.
II.Meşrutiyet Döneminde Meclisin Dağılımı
Millet | Türk | Arap | Arnavut | Rum | Ermeni | Musevi | Slav | Toplam |
Sayı | 147 | 60 | 27 | 26 | 14 | 4 | 10 | 228 |
I.ve II. Meşrutiyet Döneminin Karşılaştırması | ||
I.Meşrutiyet | II.Meşrutiyet | |
Padişah | *Yaptıklarından sorumlu değildir.
*Meclisi fesh etme yetkisine sahiptir. *Mebusan Meclisi başkanını ve Ayan Meclisi üyelerini seçme yetkisi vardır. *Yasama ve yürütme yetkisine sahiptir. |
*Padişahın mecliste anayasaya uyacağına
dair yemin etmesi kuralı ile anayasaya bağlanmıştır. *Meclisi feshetme yetkisi zorlaştırılmıştır. (ittihat ve Terakkinin önerisi ile 1915 anayasa değişikliğinde bu yetki iade edildi.) *Padişaha mutlak veto yetkisi veren 54. madde değiştirilmiştir. |
Yasama | *Yetkiler padişahta toplanmaktadır.
*Mebusan Meclisini ilgilendiren konular padişahın izniyle bu mecliste görüşülmektedir. *Mebusan Meclisi üyeleri kanun teklifinde bulunamaz, kanunları oylayamaz ve kanun tasarılarında değişiklik yapamaz. |
*Yasama yetkisi meclise geçmiştir.
*Kabinenin sadece parlamento önünde sorumluluğu esası benimsenmiştir. *Yasaların yapılması ve anlaşmamaların akdi de parlamentonun kontrolündedir. *Yasaların yapılması Mebusan Meclisi ağırlıklı olmak üzere Ayan Meclisi ve padişah arasında paylaştırılmıştır. |
Yürütme | *Hükümet üyelerini padişah belirler.
*Hükümet üyeleri padişaha karşı sorumludur.
|
*Şeyhülislam ve sadrazamın belirlenmesi
padişahın seçimine bırakılırken bakanların tespiti sadrazama verilmiştir. Yürütme yetkisi hükümetin eline geçmiştir |
Meclis | Mebusan;
*Maliye ile anayasa değişikliklerini tartışma ve kabul etme ile bütçeyi onaylama haklarına sahiptir. Danışma meclisi durumundadır. Meclis başkanını padişah belirler. Ayan; *Mebusan Meclisinden çıkan yasaları reddetme hakkına sahip olan organdır. *Üyelerini padişah seçer. |
Mebusan;
*Meclisin feshedilebilmesi şartları ağırlaştırılarak konumu güçlendirilmiştir. *Meclis başkanı üyeler tarafından seçilmiştir. Ayan; *Ayan Meclisi üyelerinin padişah tarafından seçilmesi ve ömür boyu görevde kalması kuralı devam ettirilmiştir. |
Kişi Hak ve Özgürlükleri | *Sansür getirilmiştir.
*Sürgün cezası uygulanmıştır. |
*Kişi hak ve özgürlükleri alanında demokratik
gelişmeler yapılmıştır. *Sansür ve 113. maddenin sürgün fıkrası kaldırılmıştır. Haberleşme belgelerinin gizliliği benimsenmiştir. *Kanunun belirlediği nedenler dışında bir sebep ile cezalandırma usulleri kaldırılmıştır. |
- CUMHURİYET DÖNEMİ DEVLET TEŞKİLATINDA GELİŞMELER
- Dünya savaşı sonrası Osmanlı Devleti 1918 de İmzalanan Mondros Ateşkes anlaşması ile fiilen tarihi karışmıştır. Ancak Osmanlı Devletinin resmen yıkıldığı tarih 1 Kasım 1922 de saltanatın kaldırılması iledir.
19 Mayıs 1919 da Atatürk ün Samsun a çıkmasıyla Türkiye Devletinin temelleri atıldı. Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas kongreleri ile bu gidişat hızlandı.
Cumhuriyet döneminde başlıca gelişmeler şunlardır.
1.23 Nisan 1920 de TBMM açılarak Ulusal Egemenliğe ilk adım atıldı.
2.1921 de Teşkilatı Esasiye (1921 anayasası ) kabul edildi. (Türkiye devletinin ilk anayasası olup, sırasıyla 1921–1924–1961 ve 1982 anayasaları yürürlüğe girmiştir).
1921 Anayasasının genel özellikleri şunlardır;
a. savaş dönemi anayasasıdır.
- 24 maddelik kısa bir anayasadır.
c. Meclis hükümeti sistemi vardır. Yani hükümet üyelerini meclis seçer herhangi bir parti yoktur. (Ancak Mustafa Kemal in önderliğindeki Müdafaa-i Hukuk grubu vardır.)
- Güçler birliği temeli vardır. Yani devletin temelini oluşturan Yasama(Kanunları yapma)-Yürütme(Yapılan Kanunları uygulama) ve yargı(Yasalara uymayanların cezalandırılması) gücünün tek elde toplanması TBMM de toplanması demektir. Güçler ayrılığı ise Yasama-Yürütme ve Yargının ayrı kurumlarda toplanmasıdır. Güçler birliği sadece 1921 Anayasasında vardı. 1924–1961–1982 anayasalarında ise Güçler ayrılığı temeli vardır. Günümüzde Yasama-Yürütme ve Yargı birbirinden ayrıdır. Yasamayı TBMM, Yürütmeyi Cumhurbaşkanı-Başbakan-Bakanlar Kurulu ve tüm bürokrasi, Yargıyı ise bağımsız mahkemeler yerine getirir.
3.1924 Anayasası kabul edildi.(Bu anayasada güçler ayrılığı temeli var , İlke ve Devrim anayasasıdır.)
4.1928´de Anayasamızda bulunan ‘‘Türkiye´nin dini İslam’dır.’’ Maddesi anayasadan çıkarıldı.
5.1937 de Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, İnkılapçılık ve Laiklik temel Atatürk ilkeleri anayasamıza girmiştir.
6.Cumhuriyet döneminde ilk siyasi partilerde kuruldu. TBMM de Atatürk başkanlığındaki Müdafaa-i Hukuk grubu Cumhuriyet Halk Fırkası adını alarak Türkiye´nin ilk siyasi partisi oldu. Daha sonra 1924´te Kazım Karabekir ve arkadaşları Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurdular ancak bu parti Şeyh Sait İsyanı ile kapatıldı. 1930 da Ali Fethi Okyar tarafından kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası da Menemen Olayı Dolayısıyla kapatıldı. Bundan sonra 1945 ya kadar Türkiye de tek parti CHP iktidarı yaşandı. 1945 den sonra tekrar çok partili rejime geçildi.
7.1934´te kadınlara da seçme ve seçilme hakkı verilerek kadınlarında siyasal hayata katılmaları sağlandı.