Edat Bağlaç Ünlem Konu Anlatımı: Türkçe dil bilgisinde bu temel unsurları detaylıca öğrenin. Pratik örneklerle dilinizi geliştirin!
Edat (İlgeç)
Tek başlarına bir anlam taşımayan, kendisinden önceki kelimeyle ilgi kurarak cümle içinde anlam kazanan sözcüklere edat (ilgeç) denir. Dilimizde “gibi, kadar, ile, için, dolayı, ötürü, yalnız, ancak, tek, üzere, sanki, -e doğru, -e karşı…” en çok kullanılan edatlardandır.
Edatların Özellikleri
- Edatlar, tek başlarına kullanılmazlar, çünkü edatların işlevi cümle içerisinde anlam ilgisi kurmaktır. Cümle içerisinde kullanıldıklarında bir anlam kazanıp o cümlenin parçası olurlar.
Örnek(ler)
» “gibi” kelimesi tek başına kullanıldığında aklımıza bir varlığı veya bir kavramı getirmemektedir, bir anlam taşımamaktadır.
Oysa “gibi kelimesini “Kömür gibi gözleri var.” cümlesinde kullandığımızda cümleye benzerlik anlamı katar ve cümlenin bir parçası olur, cümleden çıkarılamaz.
- Edatlar, diğer sözcük türlerinden farklı olarak genellikle kendinden önceki sözcüğe yönelir, kendinden önceki sözcükle ilişki ve ilgi kurarlar.
- Edatlar, sözcükler arasında benzerlik, neden, amaç, eşitlik, yön, araç gibi anlam ilgileri kurarlar.
- Başka kelime veya kelimelerle birleşerek sıfat veya zarf görevinde kullanılabilirler.
Örnek(ler)
» Dağ gibi adam ne hallere düştü. (sıfat)
» Eve sabaha doğru gelirim. (zarf)
Başlıca Edatlar ve Edatların Cümleye Kattığı Anlamlar
“İle (-le / -la)” Edatı
“İle” edatı cümleye; araç, birliktelik, neden veya durum anlamı kazandırır.
NOT “İle” edatı, “-le / -la” şeklinde kelimeye bitişik olarak da yazılabilir.
Örnek(ler)
» Kapıyı anahtarla açmış. (araç)
» İstanbul’a otobüsle gittim. (araç)
» Arkadaşları ile sinemaya gitmiş. (birliktelik)
» Derenin taşması ile köy sular altında kaldı. (neden / sebep)
» Gösteriyi ilgi ile izledik. (durum)
UYARI “İle” sözcüğü hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilir. Cümlede “ile” yerine “ve” kullanılabiliyorsa bağlaç, kullanılamıyorsa edattır.
Örnek(ler)
» Emine ile Pınar sinemaya gitti. (”İle” yerine ”ve” gelebilir. → Bağlaç)
» Bu çalışma ile sonuç alınmaz. (”İle” yerine ”ve” getirilemez. → Edat)
“Gibi” Edatı
Birlikte kullanıldığı sözcüğe, benzetme, tahmin, olasılık veya hemen yapılma anlamları katar.
Örnek(ler)
» Cennet gibi yurdumuz var. (Benzerlik)
» Bugün hava çok sıcak olacak gibi. (Tahmin / olasılık)
» Çığlığı duyduğum gibi içeri daldım. (Hemen yapılma, tezlik)
“İçin” Edatı
Cümle içinde amaç ve neden (sebep) başta olmak üzere çeşitli anlam ilgileri kurar.
Örnek(ler)
» Sizi görmek için geldim. (amaç)
» Hasta olduğu için gelemedi. (neden / sebep)
» O adam için deli diyorlar. (hakkında)
» On beş gün için yurt dışına çıkacakmış. (süre)
» Benim için bir oda ayırmışlar. (aitlik)
» Her şey vatan için. (uğrunda, yolunda)
» Bu kadar çalışma için bu para az. (karşılığında)
“Üzere” Edatı
Genellikle “için” edatının yerini tutar ve çeşitli anlam ilgileri kurar.
Örnek(ler)
» Okula gitmek üzere evden çıktı. (amaç)
» Yarın ödemek üzere sana yüz lira veririm. (şartıyla)
» Yasalarda belirtildiği üzere bu bir suçtur. (gibi)
» Paramız bitmek üzere. (yaklaşık, neredeyse)
“Diye” Edatı
Cümleye amaç ve neden (sebep) anlamı katar.
Örnek(ler)
» Kilo vereyim diye diyet yapıyorum. (amaç)
» Yağmur yağıyor diye maç iptal edildi. (neden / sebep)
“Kadar” Edatı
Karşılaştırma yoluyla eşitlik, benzerlik, yaklaşıklık gibi ilgiler kurar.
Örnek(ler)
» O da senin kadar çalışkandır. (eşitlik)
» Ay kadar parlak bir yüzü vardı. (benzerlik)
» Bin kadar kitap bastırdı. (yaklaşıklık)
“Yalnız, Bir, Tek, Sadece” Edatları
“Yalnız, bir, tek” kelimeleri diğer edatlardan farklı olarak tek başına da kullanılabilmektedir. “Yalnız, bir, tek” kelimeleri “sadece” anlamında kullanıldıklarında edat olurlar.
Örnek(ler)
» Hayatı boyunca yalnız ailesi için çabaladı. (sadece)
» Yüreğim tek senin için atıyor. (sadece)
» Zor günümde bir o vardı yanımda. (sadece)
» Toplantıya sadece üç kişi katıldı.
UYARI “Yalnız” kelimesi isim, sıfat, zarf bağlaç ve edat olarak kullanılabilen bir kelimedir. Bu yüzden dikkatle incelenmelidir.
> “Yalnız” kelimesi, yerine “sadece” sözcüğünü getirebildiğimiz durumlarda edattır.
> “Yalnız” kelimesi, yerine “ama, fakat” sözcüğünü getirebiliyorsak bağlaçtır.
> “Yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamı taşıyorsa isim, sıfat veya zarf görevinde kullanılmıştır.
Örnek(ler)
» İstanbul’a kadar yalnız onu görmeye geldim.
Bu cümlede “yalnız” sözcüğü, yerine “sadece” sözcüğü getirebildiğimiz için edattır.
» Fotoğraflar güzel yalnız renkleri biraz soluk.
Bu cümlede “yalnız” sözcüğü, yerine “ama, fakat” sözcüğü getirebildiğimiz için bağlaçtır.
» Ben, doğduğumdan beri yalnızım.
Bu cümlede “yalnız” sözcüğü, “yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamında kullanıldığı için isimdir.
» İstanbul’a yalnız bir hayat sürmeye geldim.
Bu cümlede “yalnız” sözcüğü, “yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamında kullanıldığı ve “hayat” ismini nitelediği için sıfattır.
» Oğlu askere gidince kadın yalnız kaldı.
Bu cümlede “yalnız” sözcüğü, “yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamında kullanıldığı ve “kalmak” eylemini nitelediği için zarftır.
“Ancak” Edatı
Cümleye “sadece, en fazla, en erken, olsa olsa” gibi anlamlar katar.
Örnek(ler)
» Bu soruyu ancak sen çözebilirsin. (sadece)
» Bu araba ancak on bin TL eder. (en fazla, olsa olsa)
» Seni ancak haftaya arayabilirim. (en erken)
UYARI “Ancak” kelimesi, yerine “ama, fakat” getirilebiliyorsa bağlaç olur.
Örnek(ler)
» Bu leke ancak çamaşır suyuyla çıkar. (ancak = sadece ⇒ Edat)
» Seninle gelirim ancak fazla kalamam. (ancak = ama, fakat ⇒ Bağlaç)
“Doğru (-e doğru)” Edatı
”-e doğru” şeklinde kullanıldığında edat olur, yönelme bildirir.
Örnek(ler)
» Eve doğru giderken ona rastladım. (yönelme)
» Araba üzerimize doğru geliyor. (yönelme)
» Kuşlar güneşe doğru uçuyorlar. (yönelme)
UYARI “Doğru” kelimesi cümle içinde edat dışında isim, sıfat veya zarf görevinde de kullanılabilir.
Örnek(ler)
» Öğretmenimiz tahtaya bir doğru çizdi. (İsim)
» Doğru söze ne denir? (İsmi niteliyor ⇒ Sıfat)
» Büyüklerinle doğru konuş! (Fiili niteliyor ⇒ Zarf)
“Karşı (-e karşı)” Edatı
”-e karşı” şeklinde kullanıldığında edat olur, çeşitli anlamlar katar.
Örnek(ler)
» Denize karşı oturup çayımızı yudumladık. (yönünde)
» Beşiktaş, Galatasaray’a karşı oynayacak. (rakip olma)
» Bana karşı davranışları değişti. (yönelik)
» Bu söze karşı hiçbir şey diyemedik. (cevap olarak)
» Sabaha karşı eve döndük. (zaman)
UYARI “Karşı” sözcüğü cümle içinde edat dışında isim veya sıfat görevinde de kullanılabilir.
Örnek(ler)
» Karşıya geçerken dikkatli olmalıyız. (İsim)
» Karşı kaldırım daha geniş. (İsmi niteliyor ⇒ Sıfat)
“Başka (-den başka)” Edatı
”-den başka” şeklinde kullanıldığında edat olur, “dışında, hariç” anlamı katar.
Örnek(ler)
» Senden başka arkadaşım yok. (dışında, haricinde)
» Artık kaçmaktan başka çaremiz kalmadı. (dışında, haricinde)
UYARI “Başka” kelimesi cümle içinde edat dışında isim, zamir veya sıfat görevinde de kullanılabilir.
Örnek(ler)
» Başkasının bu olaydan haberi olmasın. (İsmin yerine kullanılmış ⇒ Zamir)
» Başka bir eve taşındık. (İsmi niteliyor ⇒ Sıfat)
“Dolayı / Ötürü (-den dolayı / -den ötürü)” Edatı
Neden bildiren edatlardır. Kendilerinden önce gelen sözcükle “-den dolayı”, “-den ötürü” şeklinde öbekleşerek kullanılırlar.
Örnek(ler)
» Çalışmadığından ötürü kaybetti. (neden / sebep)
» Sizi görmediğinden dolayı üzülüyordu. (neden / sebep)
“Beri (-den beri)” Edatı
“-den beri” şeklinde kullanıldığında edat olur, zaman anlamı katar.
Örnek(ler)
» İki günden beri bekliyoruz. (zaman)
» Sabahtan beri çalışıyorum. (zaman)
“Göre” Edatı
“-e göre” şeklinde kullanıldığında edat olur, karşılaştırma ve görelik anlamı katar.
Örnek(ler)
» Bana göre bu iş olmayacak. (görelik)
» Ona göre bu daha çalışkan (karşılaştırma)
Bağlaç
Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere bağlaç denir.
Bağlaçların Özellikleri
- Bağlaçlar, tek başlarına kullanılmazlar, cümle içerisinde kullanıldıklarında bir anlam kazanıp sözcükleri veya cümleleri birbirine bağlarlar.
- Bağlaçlar da edatlar gibi tek başlarına anlamı olmayan sözcüklerdir. Bağlaçlar cümleden çıkarılınca anlam bozulmaz, sadece biraz daralabilir.
- Bağlaçlar (“ile” bağlacı hariç) önceki ve sonraki kelimeden ayrı yazılır. Bitişik yazılanlar bağlaç değil, ektir.
- Bazı bağlaçların yerine noktalama işaretleri kullanılabilir.
Başlıca Bağlaçlar
“Ve” Bağlacı
Anlam ve görev bakımından benzer olan kelimeleri, cümleleri, sözleri ve ögeleri birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Duygu ve düşünce bir olmalıdır.
» Köyünü, yaşlı dedesini ve ninesini özlemişti.
» Şiir ve roman okuma alışkanlığı edinin.
» Bana baktı ve güldü.
» Anlatılanları dinliyor ve çocuğa hak veriyordu.
» Binlerce yerli ve yabancı turist geldi.
NOT “Ve” bağlacı yerine “virgül” işareti ya da “-ıp, -erek” gibi ekler de kullanılabilir.
Örnek(ler)
» Masaya yaklaştı ve kitabı aldı.
» Masaya yaklaştı, kitabı aldı.
» Masaya yaklaşıp kitabı aldı.
» Masaya yaklaşarak kitabı aldı.
“İle (-le / -la)” Bağlacı
“Ve” bağlacıyla görevleri hemen hemen aynıdır ama ”ile” bağlacının kullanım alanı daha dardır. “İle” bağlacı cümleleri birbirine bağlamaz; sadece aynı görevdeki kelimeleri bağlar.
Örnek(ler)
» Yaşlı dedesi ile ninesini özlemişti.
» Edebiyatımızda en çok eser verilen türler şiir ile romandır.
» Annesi ile babasını çok seviyor.
»Evle okul arasında mekik dokuyor.
UYARI “İle” sözcüğü hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilir. Cümlede “ile” sözcüğü yerine “ve” kullanılabiliyorsa bağlaç, kullanılamıyorsa edattır.
Örnek(ler)
» Annesi ile babası geldi. (”İle” yerine ”ve” gelebilir → Bağlaç)
» Çocuk, arkadaşı ile geldi. (”ile” yerine ”ve” getirilemez → Edat)
“Veya, Ya da, Yahut, Veyahut” Bağlaçları
Aynı değerde olup da birinin tercih edilmesi gereken iki seçenek arasında kullanılırlar.
Örnek(ler)
» Biriniz gideceksiniz: Sen ya da kardeşin.
» Bisiklet veya motosiklet alacağım.
» Sen olmasan yahut (veyahut) seni görmesem dayanamam.
“Ama, Fakat, Lâkin, Yalnız, Ancak, Oysa, Oysaki, Hâlbuki, Ne var ki” Bağlaçları
“Ama, fakat, lâkin” aynı anlama gelen bağlaçlardır. “yalnız, ancak, oysa, oysaki, halbuki, ne var ki” bağlaçları da bunlara yakın anlamlıdır.
Bu bağlaçlar genellikle aralarında zıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi veya cümleyi birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Başarı hakkınız ama terlemeniz gerekecek.
» Onu seviyorum fakat o beni sevmiyor.
» Çok çalışıyor yalnız başaramıyor.
» Saatlerce bekledim, ancak sizi göremedim.
» Beş yüz kişiyi davet etmişler, ne var ki salon o kadar insanı almaz.
» Bana kızmış; oysa ben ona bir şey yapmadım.
» Ali gelmedi; oysaki onu da çağırmıştım.
» Hiç tepki vermedi, halbuki sevinmesini bekliyordum.
NOT “Ama” bağlacı cümleye “koşul(şart)” veya “pekiştirme” anlamı da katabilir.
Örnek(ler)
» Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin. (Koşul)
» Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın. (Koşul)
» Büyük ama çok büyük bir bahçesi vardı. (Pekiştirme)
“Çünkü, Zira” Bağlaçları
“Şundan dolayı, şu sebeple” anlamlarına gelir. Yapılan eylemin nedenini, sebebini bildirir.
Örnek(ler)
» Eve gittim, çünkü babam çağırmıştı.
» Otobüse yetişemedik, çünkü evden geç çıkmıştık.
» O gün okula gelemedim, zira çok hastaydım.
“De / Da” Bağlacı
Cümleye “eşitlik, gibilik, açıklama, neden-sonuç, abartma, pekiştirme, birliktelik, küçümseme, sitem, şaşma, uyarı, inatlaşma” gibi çok çeşitli anlamlar katar, bazen de “ama, fakat” anlamında kullanılabilir.
Örnek(ler)
» O filmi ben de seyrettim. (Eşitlik-diğerleri gibi)
» Aldıkları araba da araba hani. (Abartma-pekiştirme)
» Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim. (Küçümseme)
» Okula kadar geldin de bir selam vermedin. (Sitem)
» Ailesiyle kavga etti de evi terk etti. (Sebep-sonuç)
» Yemem de yemem diye tutturdu. (Direnme-inat)
» Dışarı çık da göreyim. (Tehdit-uyarı)
» Biraz müsaade etsen de işime baksam. (Rica, istek)
» Böyle davranmanız hiç de iyi olmadı. (Pekiştirme)
» Bize gelmiş de fazla kalmamış. (ama bağlacı yerine)
UYARI “Da, de” bağlacı ile bulunma durum eki olan “-da, -de, -ta, -te” ekini karıştırmamak gerekir. Cümleden “de”yi çıkarıp okuduğumuzda cümlenin anlamı bozulmuyor sadece biraz daralıyorsa bu “de” bağlaçtır ve ayrı yazılır. Eğer cümlenin anlamı bozuluyorsa, bu “de” ektir ve kelimeye bitişik yazılır.
Örnek(ler)
» Bakkalda sebze de satılıyormuş. (Bağlaç)
(Bakkalda sebze satılıyormuş)
» Kitaplarım okulda kalmış. (Hâl eki)
(“Kitaplarım okul kalmış.” dersek cümle bozulmuş olur.)
“Ki” Bağlacı
En çok kullanılan bağlaçlardan biridir. Cümleye “neden – sonuç, açıklama, şart, şaşma, o anda, pekiştirme” gibi çok çeşitli anlam ilgileri katar.
Örnek(ler)
» Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor. (neden-sonuç)
» İnsan çalışmalı ki sınavı kazansın.(şart)
» Bir baktım ki ortalıkta kimse kalmamış. (şaşma)
» Evden çıkacaktı ki telefon çaldı. (o anda)
» Arabayı o çizmiş olabilir mi ki?(Kuşku)
» Sana iş buldum ki kimseye muhtaç olmayasın. (amaç-sonuç)
» Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah uyanamamış. (tahmin)
UYARI “Ki” bağlacı, sıfat türeten “–ki” eki ile, ilgi zamiri olan “–ki” ile karıştırılmamalıdır. Bağlaç olan ki kendinden önceki ve sonraki kelimelerden her zaman ayrı yazılır. Diğerleri ektir ve kelimeye bitişik yazılır.
Bağlaç olan “ki”yi diğerleriyle karıştırmamak için pratik bir yöntem olarak, “ki”den sonra “-ler” ekini getiririz, bu ek uygun düşmezse oradaki “ki”nin bağlaç olduğunu anlarız.
Ayrıca yine pratik bir yöntem olarak, “ki”yi cümleden çıkartırız, cümlenin yapısında ciddi bir bozulma olmazsa bu “ki”nin bağlaç olduğunu anlarız.
Örnek(ler)
» Sen ki dünyalara değersin. (Sen dünyalara değersin.)
» Şimdi anlıyorum ki o yaptıklarım bir hataydı. (Şimdi anlıyorum o yaptıklarım bir hataydı)
Görüldüğü gibi bağlaç olan “–ki” cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında bir daralma olsa da yapısında ciddi bir bozukluk olmuyor, ayrıca bunlardan sonra “–ler” eki getirildiğinde uygun düşmüyor. Öyleyse bu “-ki” bir bağlaçtır ve daima ayrı yazılır.
NOT “Ki” bağlacı bazı bağlaçlarda kalıplaşmıştır ve bitişik yazılır. Bu bağlaçların baş harflerini SİMBOHÇaM şeklinde kodlayabiliriz:
Sanki – İllaki – Mademki – Belki – Oysaki – Halbuki – Çünkü –a– Meğerki
“Meğer” Bağlacı
Cümlelerin başına veya sonuna gelerek cümleleri birbirine bağlar. “Şaşkınlık” veya “beklenmeyen ama sonradan alışılan” durumları ifade ederken kullanılabilirler.
Örnek(ler)
» Bu kursa katılana kadar yazılım konusunda çok bilgili olduğumu düşünürdüm. Meğer hiçbir şey bilmiyormuşum.
» Hayatta paylaşmaya değer bildiğin bir sır varsa eğer,
Haykırıp dağlara taşlara anlatmalıymış meğer.
“Madem / Mademki” Bağlacı
Cümlelerin başına, ortasın veya sonuna gelerek cümleleri birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Madem kullanmayacaktın, o zaman o makineyi niye aldın?.
“Demek / Demek ki” Bağlacı
“Çıkarım yapma” veya “kesinlik bildiren” durumları ifade ederken kullanılır.
Örnek(ler)
» Son sınavda epey yüksek not aldın. Demek ki iyi çalışmışsın.
» Yalan söyleyerek bir yerlere gelemeyeceğini sonunda sen de anladın demek.
“Üstelik” Bağlacı
Cümleleri pekiştirme yoluyla birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Çok yakışıklı bir oğlunuz var. Üstelik çok da zeki.
“Hatta” Bağlacı
Üstelik bağlacı gibi iki cümleyi bağlarken anlamı güçlendirir, pekiştirir. Anlamı daha güçlendirmek için genellikle “bile” veya “de” bağlacıyla birlikte kullanılır.
Örnek(ler)
» Evi süpürüp silmiş, hatta bulaşıkları bile yıkamıştı.
» Sensiz bir dakika, hatta saniyeler bile zor gelir bana.
“Yani” Bağlacı
Anlatılanları açıklarken, özetlerken ve bir yargıya bağlarken “kısaca” anlamında kullanılır.
Örnek(ler)
» Ona aldığım hediyeye gördüğünde ağzı kulaklarına vardı, yani çok sevindi.
“Hem … Hem … / Hem … Hem de …” Bağlacı
Cümleleri veya eş görevli sözcükleri “birliktelik”, “eşitlik” veya “karşıtlık” anlamlarıyla birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Hem teyzesini hem de halasını aramış.
Bu cümlede “hem … hem de …” bağlacı eşitlik anlamı katmıştır ve eş görevli sözcükleri (nesneleri) birbirine bağlamıştır.
»Anlattığı hikâyeyle hem ağlattı hem güldürdü.
Bu cümlede “hem … hem …” bağlacı karşıtlık anlamı katmıştır ve cümleleri birbirine bağlamıştır.
“Ne … Ne … / Ne … Ne de …” Bağlacı
Cümleleri veya eş görevli sözcükleri “olumsuzluk” ve “hiçbiri, yokluk” anlamlarıyla birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Ne teyzesini ne de halasını aramış.
Bu cümlede “ne … ne de …” bağlacı hiçbiri anlamı katmıştır ve eş görevli sözcükleri (nesneleri) birbirine bağlamıştır.
» Bu maaşla ömrüm boyunca ne ev alabilirim ne araba.
Bu cümlenin yüklemi olumlu olmasına rağmen (alabilirim) “ne … ne …” bağlacı cümleye olumsuzluk anlamı katmıştır ev de araba da alınamayacağı ifade edilmiştir.
“Kâh … Kâh … (Gâh … Gâh …)” Bağlacı
Cümleleri veya eş görevli sözcükleri “kimi kez, kimi zaman” anlamlarıyla birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Kâh tiyatroya gidiyordu kâh sinemaya.
“İster … İster …” Bağlacı
Cümleleri veya eş görevli sözcükleri “eşitlik” anlamıyla birbirine bağlar, “seçenek” bildirir.
Örnek(ler)
» Tatlını ister şimdi ye ister yemekten sonra.
Bu cümlede “ister … ister …” bağlacı seçenek anlamı katmıştır ve eş görevli sözcükleri (zarf tamlayıcısı) birbirine bağlamıştır.
» İster güldürsün ister ağlatsın, bir farkı yok benim için.
Bu cümlede “ister … ister …” bağlacı eşitlik anlamı katmıştır ve cümleleri birbirine bağlamıştır.
ÜNLEMLER
Ünlem Nedir?
Âniden ortaya çıkan duyguların etkisiyle ağızdan bir çırpıda çıkan, bu duyguları daha etkili anlatmaya yarayan kelimelerdir veya sözlerdir.
Bu kelimelerin yanında dilek, emir, tehdit gibi anlamlar taşıyan kelimeler, cümleler ve yansımalar da ünlem değeri kazanabilir.
Bu bakımdan ünlemler ikiye ayrılabilir:
- ASIL ÜNLEMLER
Asıl görevi ünlem olan kelimelerdir. Başka görevlerde kullanılamazlar. Seslenme veya duygu anlatırlar.
Seslenme Ünlemleri:
- Ey Türk Gençliği!
- Hey! Biraz bakar mısın?
- Bre melûn! Ne yaptın?
- Hişt! Buraya gel!
- Şşt! Sus bakayım!
Bunların yanında adlar ve özel adlar da seslenme ünlemi olarak kullanılabilir:
- Anne!
- Hemşehrilerim!
- Tanrım!
- Mehmet!
Duygu Ünlemleri:
- Ee, yeter artık! Aa! Bu da ne? Ah, ne yaptım!
Eh! Fena değil. Ay, elim! Gitme ha!
Hah, şimdi oldu! Hay Allah! Vah zavallı!
Vay sersem! Aman dikkat! Eyvah! Geç kaldım!
İmdat! Boğuluyorum!
- ÜNLEM DEĞERİ KAZANMIŞ KELİME VE SÖZLER
Anlamlı kelimelerin bazılarına vurgu ve tonlama yoluyla ünlem değeri kazandırılabilir. Bunlar da duygu ya da seslenme anlatır.
- Komşular! Babacığım! Simitçi! Çok ilginç!
Ne kadar güzel! Çabuk eve git! Ne olur yardım et! Çık dışarı!
Yansıma kelimelerin hemen hemen tümü ünlem olarak kullanılabilir:
- Şır! Çat! Güm! Hav! Miyav! Tıs!