Felsefenin Konusu Konu Anlatımı
1-)Felsefe akla dayanan (düşünme yasalarına dayanan) bir etkinliktir. Bilimler gibi deneysel yöntemi kullanmaz. Bu nedenle felsefe bir bilim değildir. Bir disiplindir.
2-)Felsefi sorular ve bilgiler onu ortaya koyan kişinin ve içinden çıktığı toplumdan izler taşır. Bu nedenle felsefe farklı çağlarda ve toplumlarda geçerli sorunlara cevap aramak için farklı amaçlarda kullanılmıştır. (Örn: ilk çağlarda evrenin soruşturulması, Skolâstik dönemde Ortaçağda dini bilgilerin aklileştirilmesi, yeniçağda Rönesans ve reform hareketlerinin hümanizm akımıyla desteklenmesi vb.)
3-)Felsefede önemli olan felsefi sonuçlardan çok bu sonuçlara ulaşma çabasıdır. Bu nedenle felsefe soru sorma çok önemlidir. Filozof sorduğu sorulara cevap bulduğunda bu cevaplardan yeni sorular üretir. Tekrar cevaplar arar. Bu döngü hiç bitmez. Felsefi etkinlik sürekli devam eden bir süreçtir. Bu nedenle felsefede yeni ve özgün bir soru ortaya atmak felsefi bir probleme cevap vermekten daha önemlidir.
4-)Felsefe düşünme üzerine düşünmedir. Refleksiyonlu bir bilgidir. Sadece düşünülen değil düşüncenin kendiside sorgulanır. Felsefede daha önce düşünme ve diğer yollarla elde edilmiş tüm bilgiler bilimde, vb. diğer alanlarda tekrar eleştiri süzgecinden geçirilir.
5-)Özellikle felsefe bir meydan okuma; bir karşı çıkmadır.Felsefenin temelinde şüphe, eleştiri ve sorgulama önemli yer tutar.
6-)Felsefi düşüncenin bir özelliği onun analitik(ayırıcı) ve sentetik(birleştirici) işlevidir.(Analitik işlev; filozofun dünyayı anlamak ve kavramak için her türlü bilgi, algı ve sezgi sonuçlarını analiz etmesi yani çözümlemesidir. Sentetik(birleştirici) işlev ise; filozofun çözümlenmiş aydınlanmış verilerden hareketle dünyayı yeniden inşa etmesi, bir bütünlüğe kavuşturmasıdır. Felsefe tarihinde bazı filozoflar analitik bazıları ise sentetik yaklaşımı benimsemişlerdir.)
7-)Felsefede kesinlik yoktur. Çoğunlukla bütün filozoflar birbirinin görüşlerinden şüphe etmişlerdir. Hatta bazı filozoflar kendi ulaştıkları bilgilerden bile şüphe etmiş yeni buldukları cevaplarla eskilerini terk etmişlerdir. Örn: Wittgenstein
8-)Felsefe bir insan etkinliğidir. Ve insanın merak ve hayretinden doğmuştur.
Bir felsefe sorusu nedir?(Felsefe Sorularının Özellikleri)
ü Felsefi sorular genellikle rahatsız edici bir sorunun açıkça kanıtlanamadığı noktada ortaya çıkan genel ve temel kavramlarla ilgili sorulardır.
ü Başarıyla yanıtlayabildiğimiz 2 türden soru vardır. İlki Görgül (gözlem ve bilimlerle doğrulanabilen) sorular, İkincisi matematikte olduğu gibi bir biçimsel (formel, zihinsel) sistem içerisinde bir şeyle başka bir şey arasında ilişki kurmaya yarayan biçimsel sorular. Felsefi sorular işte bu iki kategoriye de girmeyen tüm insanları ilgilendiren genel sorulardır. Bu nedenle varlık nedir?, Hak nedir? Her şeyin bir amacı var mıdır? vb. sorular felsefi sorulardır. Merak ve şüpheye dayanırlar.
ü Bilimde olduğu gibi kesin yanıtları yoktur. Bu nedenle kesin olarak doğrulanması ya da yanlışlanması pek mümkün değildir.
ü Kendi içinde tutarlı olmasına rağmen öznel olduğu için genel-geçer değildir. Örneğin Platonun İlk Çağ’da ortaya attığı İdealar kuramı kesin olarak ne doğrulanabilmiş ne de yanlışlanabilmiştir.
ü Felsefi sorularla ilgili bir başka özellik ise bu soruların ağırlığının “nedir?” kilit taşına dayanmasıdır? Oysa bilim öncelikle “nasıl?” sorusuna yanıt aramaktadır. Felsefede derin düşünme öncelikle kavramların anlamlarının sorgulanması ile başlar. Çünkü sağlam bir düşünme ; akıl yürütmede kullanılan kavramlar doğruluk için kilit bir özellik taşır. Varlık nedir? Hak nedir gibi. Nedir deki anlam kavramların dildeki anlamıdır. Ancak burada felsefenin sadece dildeki anlamı sorguladığı sonucu çıkmamalıdır. Felsefe sorusu dünyaya yönelmiş buradaki varlık, nesne, olay ve olguları ifade eden dilin anlamında derinleşmeyi, derin düşünceyi başlatır. Oysa Günlük dil anlama ilgisizdir. Sokak kapısı kapalı mı? sorusu belli bir dünya durumunun üzerinde aydınlanmaktadır. Dikkat tek tek sözlerde ya da bu sözlerin birlikteliğinde değil, bu sözler aracılığı ile dünya olaylarının üzerinde yoğunlaşmıştır. Oysa felsefe de soru ise bu kavramların anlamları karşısında duraksama ile başlar, bu kavramların anlamında derinleşme ile devam eder.
Felsefi temellendirme nedir? :Sahip olduğumuz bilgiler nasıl edindik? Böyle bir soruya filozofun verdiği cevap ile bir psikologun verdiği cevap farklıdır. Bu farklılık, filozofun ortaya koyduğu görüşlerini, akla dayanarak ve aşama aşama açıklamış, kullandığı kavram ve sözcükleri açık seçik hale getirmiş, önermeler arasında bir tutarlılık sağlamasından ileri gelir. Bir filozof niçin böyle düşündüğünü, deney ve gözlemlerine dayanarak değil, akılsal çıkarımlarla açıklar; Görüşlerini gerekçelendirir; açıklamalarını mantıksal bir bütünlük içerisine yerleştirebilir. Buna temellendirme denir. Temellendirme ortaya atılan görüş ve iddialar için dayanak ve gerekçe bulma faaliyetidir.