KİTABIN ADI Gülnihal
KİTABIN YAZARI NAMIK KEMAL
YAYIN EVİ BERİKAN YAYINLARI
SAYFA SAYISI 131
KİTABIN KONUSU
Mal ve iktidar kavgası içinde olan kişinin etrafa zararlarını ve entrikaları ve bunların sonucunda çıkan olayları halka zararları.
KİTABIN ÖZETİ
Gülnihal İsmet’in kendisini dikkat etmesini söyler. Muhtar Bey’in canı gerçekten tehlikededir. Gülnihal bunları yıllardır kazandığı tecrübelere dayanarak anlatır. Muhtar ve İsmet’in akrabaları iktidar ve toprak hırsı için her şeyi yapabilecek düzeyde insanlardır. İsmet Hanım bunlara inanmak istemez.
Gülnihal ‘de köle olmadan önce bir bey kızdır ve onun da İsmet Hanım gibi bir sevdiği vardır. Gülnihal ‘in de düşmanları muhtar bey gibi akrabalarıdır ve sonunda sevgilisini öldürürler. Gülnihal bu nedenle ölmeyi çok ister ama akrabaları onu köle niyetine satarlar. Gülnihal’i gemiyle başka yere götürürler. Bu sırada çok işkence ederler. Sonunda şimdi bulunduğu yere satılır. Burada yaşarken onu köle niyetine satan adamı öldürür
Gülnihal İsmet’ lerin evine ilk önce dayısının ölümünü hazırlamak için girer, âmâ İsmet’in annesi ana öyle iyi davranır ki Gülnihal ‘in tüm yaraları sarılır. Gülnihal o günden beri annesi için çalışır. Dayısını her şeye rağmen öldürürler. Çok geçmeden arkadan annesi de ölür. Bugünden sonra İsmet’i kızı gibi sever ve korur. Gülnihal İsmet’e söylediklerini aynen Muhtar Beyede anlatır. Muhtar’da İsmet gibi inanmak istemez. Akrabalarından böyle bir şey beklemez. Gülnihal Sancak Beyi olan Kaplan Paşanın İsmet’i sevdiğini fakat onu sadece miras için ve Muhtar beyden intikam almak için sevdiğini söyler. Muhtar bey çok cesur olduğu için ve halk tarafından çok sevildiği için Kaplan Paşa onu öldürmek ister.
Muhtar bey her zamanki gibi kendisine çok güvenir ve bunu başaramayacaklarını, halkın buna izin vermeyeceğini söyler. Gülnihal’de tarihte olduğu gibi halkı para ve tehditlerle susturabileceklerini söyler. Gülnihal Muhtardan başa geçmesini ve halkı kurtarmasını ister; âmâ Muhtar Bey bunu kan dökerek yapmak istemez. İsmet’te buradan gitmek istediğini, Gülnihal’in haklı olabileceğini düşünür. Tam bunlar konuşulurken konağı basarlar ve Muhtar’ı tutuklarlar. Giderken İsmet’e Paşanın mektubunu bırakırlar. Mektupta saraya gelmesi gerektiği aksi takdirde Muhtar’ın ölebileceği yazılıdır.
Paşa sonunda muradına ermiş Muhtarı tutuklamış ve İsmet’i saraya gelmeye zorunlu kılmıştır. Paşanın annesi Muhtar’ın ve İsmet’in ölmesi taraftarıdır ama Paşa tam tersine ikisinde yaşamasını ister. İsmet’le evlenerek Muhtar’ı kahret meyi düşünür. Paso hanım her şeye rağmen İsmet’in yanına gider ve onu oğluna ister. İsmet’te aklına gelen her şeyi söyler ve evlenmeyi istemez. Bu sırada Paşa içeri girer, İsmet aynı şeyleri Paşa ’ya da söyler ve bayılır. Paşa bu hareketinden dolayı onu cezalandırmak ister. Gülnihal bu arada devreye girer ve onu ikna edeceğini söyleyerek Gülnihal’i kurtarır. Paşa bunu sonucunda işine geri döner ve Muhtar Beyi huzuruna çağırır. Zülfikar Ağa, Paşanın tüfekçi başı, onun hemen öldürülmesi gerektiğini söyler. Zülfikar Ağa, Paşa’nın adamı olarakta görünsede aslında kardeşinin intikamını almak için yaşayan bir adamdır.
Rıdvan’ın yardımıyla Gülnihal ve İsmet zindana girerler. Muhtar Bey İsmetle konuşmak istemez ve ona hakaret dolu sözler söyler. Bu sırada birinin geldiğini ögrenirler ve İsmet hemen pencereden kaçar. Gelen Zülfikar Ağadır. Zülfikar Ağa zamanında Gülnihal’le evlenmek istememiş fakat Kabul edilmemiştir. Gülnihal Muhtar’ı kurtardığı zaman onu sevebileceğine yemin eder. Zülfikar Ağa zaten Muhtar’ı kurtarıp onu başa geçirmekte kararlıdır.
Paşanın yakın adamlarından Kara Veli Zülfikar Ağadan yeğeni, Bayram’ın ve ahaliden Cafko’nun salıverilmesini ister ve aynı zamanda karısına eziyet ettiği bilinen Raşit’in Zülfikar Ağa onu oyalar ve onun sadece bir bölgede kalmasını sağlayarak onun tehlike olmasını engeller. Zülfikar Ağa Kara veli tehlikesinden kurtulduktan sonra hemen Muhtar’ın yanına koşar. Onunla konuşmaya başlar. Onun kurtulup yerine iki masum kişiyi öldüren birinin öldürülmesini kararlaştırır. Gecenin geç saatlerinde Muhtar ve onunla birkaç kişi daha serbest bırakılır. Serbest bırakılırken hayatta olduğuna dair bir kâğıt alır bu onun Gülnihal’e karşı ispatı olacaktır.
Muhtar o günden sonra belli bir süre saklanır. Bu sırada İsmet Muhtar’ın öldüğünü sanır. Muhtar ve yandaşlarının buluşacağı gün gelmiştir. Akşam vakitlerinde Muhtar Bey, hâkim, Raşit ve ileri gelenlerden Zeynel, Şemsettin, Behram, Sinan, Hayri beyler toplanır. Bunların yanında ahaliden birçok kişide onlara eşlik eder. Bu olaylar gelişirken Paşa, annesi Paso hanımı öldürür, Raşit karısının intikamını alır ve Kara Veli’yi zehirler. Muhtar ve yandaşları buldukları cephaneyi ve neler yapabileceklerini anlatırlar. Planlar hazırlanır. Paşa belli saatlerde her akşam İsmet Hanım’ın yanına gider, Paşayı bu arada tutmayı planlarlar. Muhtar İsmet’e olan kininden dolayı isteksiz davranmaktadır ama ahali ve İsmet’i tanıyanlar olayları anlatınca İsmetin haklı olduğunu anlar ve daha çok hırslanır.
İleri gelenler ve halk Muhtar’ı Sancak beyi olarak seçmek isterler; âmâ Muhtar bunu babadan oğla geçen bir sistemi istemediği için istemez. Halk bunu sadece bir deyiş olduğunu aslında dürüst ve cesur olduğu için onu seçmek istediklerini anlatırlar, bunun üzerine kabul eder.
O gece gelmiştir. Artık intikam vakti gelmiştir. Bekledikleri gibi Paşa odaya girer. İsmet, Paşa gelemden yaptıkları konuşmalarda Muhtar’ın ölmediğini anlar, âmâ durumu belli etmemesi gerekir. Paşa içeri girdiğinde artık zamanın dolduğunu ve yarım saat içinde İsmet’le nikahlanmak istediğini söyler. Gülnihal ve İsmet buna şiddetle karşı çıkar ve zaman isterler.; âmâ Paşa bunu kabul etmez. Gülnihal, Paşayla İsmet’in arasına girmek ister fakat Paşa onu hançerler ve odanın dışına atar. Paşa tekrar İsmet’le konuşmaya hazırlanırken Muhtar ve adamları odaya girerler ve Paşayı tutuklarlar. Paşa’nın infaz emri Padişahtan gelmiştir. Zülfikar Ağa bunu kimseye bırakmaz ve dışarıda hemen infazını gerçekleştirir. Zülfikar Ağa Gülnihal’i arar ama bulamaz. Onun yaralı olduğunu unutmuşlardır. Hemen yanına koşarlar. Gülnihal görevinin bittiğini söyler ve Zülfikar Ağaya döner” seni sevmeye yemin etmiştim ama olmadı sen beni affet “der. Zülfikar Ağa bunun üzerine koşarak odayı terk eder.
Gülnihal görevini yaptığı için ve 16 yıldır hayaliyle yaşadığı eline ihanet etmediği için çok mutludur. Hafifçe ayağa kalkmaya çalışır ve bu sırada ona yaklaşan İsmet’in kucağına düşer ve ölür.
KİTABIN ANA FİKRİ
Mal ve iktidar hırsının kötü sonuçlar ve iyilerin galibiyeti.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Kaplan Paşa: Sancak Beyi
Muhtar Bey: Kaplan Paşa’nın amcası oğlu
Hilmi Efendi: Hâkim
Zeynel Bey: Sancak Beyliği’nin ileri gelenlerinden.
Şemsettin Bey: ileri gelenlerden
Berham Bey: ileri gelenlerden
Sinan Bey: ileri gelenlerden
Hayri Bey: ileri gelenlerden
Kara Veli: Paşanın yakın adamlarından
Zülfikar Ağa: Tüfekçi başı
Rıdvan: zindancı
Çakır: mezarcı
Hacı Hüsrev: ahaliden
Raşit: ahaliden
Cafko: ahaliden
Mestan: ahaliden
Paşo Hanım: Kaplan paşanın annesi
İsmet Hanım: Kaplan paşanın ve Muhtar beyin amcası kızı
Gülnihal: İsmet hanımın dadısı
Yadigâr: Kaplan paşanın cariyesi
Bir kadın, iki çocuk cellatlar, cariyeler, ahali.
Kitapta ana karakterler:
Gülnihal, Muhtar Bey, İsmet, Paşa, Paşo Hanım, Zülfikar Ağa’dır. Olaylar ilk önce kötülerin galibiyeti gibi görünse de sonunda iyiler kazanmıştır.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Namık KEMAL
Tanzimat devri şairlerinden
Doğum/Ölüm: 21 Aralık 1840-2 Aralık 1888
Doğum Yeri: Tekirdağ
Biyografi:
Çocukluğunu dedesi Abdüllatif Paşa’nın yanında Kars ve Sofya’da geçiren, özel bir öğrenim gören Namık Kemal, İstanbul’a geldikten sonra (1857), Tercüme Odası’na memur oldu (1863). Şinasi ile tanıştı. Tasvir-i Efkâr gazetesine yazılar yazmaya başladı. Şinasi, Paris’e gidince (1865) gazeteyi o çıkardı, istibdatla savaşan Yeni Osmanlılar Cemiyeti üyelerinin İstanbul’dan uzaklaştırılmaları karşısında Ziya Paşa ile Paris’e kaçtı (1867), Londra’da yine Ziya Paşa ile Hürriyet gazetesini çıkardı (1868), İstanbul’a dönünce (1870) arkadaşlarıyla İbret gazetesini çıkarmaya başladı, az sonra mutasarrıf olarak Gelibolu’ya gönderildi, azledilince yine İstanbul’a geldi. Vatan yahut Silistre piyesinin Gedikpaşa Tiyatrosu’nda temsilinin yarattığı heyecan üzerine (Nisan 1873), Kıbrıs’ta Magosa zindanına sürüldü (9 Nisan 1873), Abdülaziz’in tahttan indirilmesiyle siyasi mahkumlar affedilince, 38 ay kaldığı Magosa’dan İstanbul’a döndü (Mayıs 1876), Kanun-i Esasi Encümeni’nde çalıştı, Midilli Adası’na sürüldü (1877), sonra oraya mutasarrıf oldu (1879), görevi Rodos (1884) ve Sakız (1887- ) Adalarına nakledildi.
Namık Kemal edebiyatın hemen her türünde, geniş yankılar yaratan eserleriyle Tanzimat devrinin en gür sesli şairi, en önemli dava ve sanat adamı oldu. Genel olarak şekil ve ifade bakımlarından eskiye bağlı, ruh ve özce yeni şiirleriyle vatan, millet, hürriyet ideallerini aşılarken, makale, piyes, mektup ve tenkitleriyle de sosyal alanda eğitici kudretini gösterdi, hep toplum için sanat ilkesine bağlı kaldı.
Her eserinin günümüzde de birçok ve değişik baskıları yapıla gelen Namık Kemal’in şiirleri ilk kez Sadettin Nüzhet Ergun tarafından toplanmıştı:
Namık Kemal’in Eserleri
Roman:
- İntibah (1876, yeni harflerle 1944)
- Cezmi (1880, yeni harflerle 1963)
Tiyatro:
- Vatan Yahut Silistre (1873, yeni harflerle 1940)
- Zavallı Çocuk (1873, yeni harflerle 1940)
- Akif Bey (1874, yeni harflerle 1958)
- Celaleddin Harzemşah (1885, yeni harflerle 1977)
- Kara Bela (1908)
Eleştiri:
- Tahrib-i Harâbât (1885)
- Takip (1885)
- Renan Müdafaanamesi (1908, yeni harflerle 1962)
- İrfan Paşa’ya Mektup (1887)
- Mukaddeme-i Celal (1888)
Tarihi Kitaplar:
- Devr-i İstila (1871)
- Barika-i Zafer (1872)
- Evrak-ı Perişan (1872, yeni harflerle 1973)
- Kanije (1874)
- Silistre Muhasarası (1874, yeni harflerle 1946)
- Osmanlı Tarihi (1889, ölümünden sonra, yeni harflerle 3 cilt, 1971-1974)
- Büyük İslam Tarihi, (1975, ölümünden sonra)