Nüfus ve Yerleşme Konu Anlatımı ile coğrafyanın nüfus ve yerleşme alanındaki önemli konularını keşfedin. Coğrafya, nüfus bilimi ve planlama.
Nüfus ve Yerleşme
Ülkemizde sürekli olarak yaşayan insanların tamamı, Türkiye’nin nüfusunu oluşturur. Nüfus ise yapılan sayımlara göre belirlenir.
- Genel Nüfus Sayımları ve Yararları
Nüfus, belirli bir alanda yaşayan insan topluluğudur. Bu insan sayısının belirlenmesi ve çeşitli özelliklerinin öğrenilmesi için yapılan çalışmaya nüfus sayımı denir. Ülkemizde ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapılmıştır. İkinci nüfus sayımı ise 1935 yılında yapılmıştır. Bundan sonra 1990 yılına kadar her 5 yılda bir yapılmıştır. Daha sonra ise 1997 ve 2000 yıllarında da nüfus sayımı yapılmıştır. Ülkemizde genel nüfus sayımlarını Devlet İstatistik Enstitüsü (DIE) yapmaktadır.
Ülkeler için nüfus ile ilgili bilgileri öğrenmek çok önemlidir. Çünkü ülkelerin kalkınması, yatırımları ve yönetimi nüfusla çok yakından ilgilidir. Ekonomik ve sosyal planlamalar yapılırken nüfus her zaman dikkate alınmak zorundadır.
- Yurdumuzda Nüfusun Genel Dağılışı
2000 yılında yapılan nüfus sayımında ülkemizin nüfusu 67 844 903’tür. Bu nüfus ülkemizin her yerine eşit şekilde dağılmamıştır. Bazı yerlerde çok yoğun bazı yerlerde ise çok azdır. Bu durum nüfus yoğunluğunu ifade eder. Nüfus yoğunluğu km2’ye düşen insan sayısı olarak belirtilir. En son sayımda ülkemizin ortalama nüfus yoğunluğu 83,3’tür. Fakat bu ortalama bir değerdir.
Ülkemizdeki nüfusun büyük kısmı verimli tarım alanları olan kıyı ovalarında toplanmıştır. Iç kesimlerde de düz alanların bulunduğu yerlerde nüfus kalabalıktır. Nüfusun yoğun olduğu yerlerde genellikle ulaşım, ticaret, sanayi ve tarım gelişmiştir. Nüfusun seyrek olduğu yerler ise engebeli ve dağlık alanlar ile ulaşım, ticaret, sanayi ve tarımın gelişmediği yerlerdir.
Sık nüfuslu yerler: Marmara denizi kıyıları, Ege Bölgesi’nin kıyı kesimi ve çöküntü ovaları, Akdeniz Bölgesi’nde Çukurova çevresi, Karadeniz Bölgesi’nde Doğu Karadeniz kıyıları ile Batı Karadeniz’in batısıdır. Ayrıca Ankara, Eskişehir, Gazi Antep ve Diyarbakır yoğun nüfuslu illerdir.
Seyrek nüfuslu yerler: Karadeniz Bölgesi’nin dağlık alanları ve Doğu ve Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu Bölgesi’nin büyük kısmı, İç Anadolu Bölgesi (Yukarı Sakarya Bölümü hariç), Toros dağları, Güney Ege kıyıları, Yıldız dağları, Biga yarımadası ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin orta kesimleridir.
1997 sayımındaki nüfusumuzun bölgelere dağılımı
Ülkemizin nüfusunun bazı yerlerde sık, bazı yerlerde seyrek olması doğal ve beşeri etkenlere bağlıdır.
Doğal Etkenler
İklim özellikleri: Doğal etkenlerin en önemlisidir. İklimin uygun olduğu fazla soğuk ve kurak olmayan yerler yerleşime uygundur. Buna karşılık çok soğuk olan ve az yağış alan yerler, yerleşmeye ve yaşamaya uygun değildir. Buralarda nüfus çok seyrektir.
Yer şekilleri: Dağlık alanlar ve arazinin engebeli olduğu yerler yerleşmeye elverişli değildir. Düz alanlar ve ovalar ise yerleşmeye daha elverişlidir.
Toprak özellikleri: Verimli toprakların bulunduğu yerlerde geniş tarım alanları olduğu için buralarda nüfus yoğundur. Toprağın verimsiz olduğu yerlerde ise nüfus çok seyrektir.
Beşeri Etkenler
Sanayi: Ülkemizde sanayinin gelişmiş olduğu yerler en sık nüfuslu alanlardır. Buralar aynı zamanda en fazla göç alan yerlerdir.
Ulaşım: Ticaretin gelişmesini sağlayan en önemli faktör ulaşımdır. Ulaşımın geliştiği kentlerde sanayi de çok gelişmiştir. Bu yüzden ulaşımın geliştiği yerlerde nüfus yoğunluğu fazladır. Ayrıca verimli tarım alanlarının, yer altı kaynaklarının ve turizmin geliştiği yerlerde nüfus yoğunluğu çok fazla olmaktadır.
- Kırsal Yerleşmelerden Kentlere Göçün Nedenleri ve Sonuçları
İnsanların yaşadıkları yeri değiştirmelerine göç denir. Eğer değiştirilen yer ülke içinde olursa buna iç göç denir. Ülkemizdeki iç göçler, köy ve kasaba gibi küçük yerleşim merkezlerinden iş bulma imkanlarının daha kolay olduğu büyük kentlere doğru göç ederler. Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusumuzun üçte ikisi köylerde yaşamaktaydı. Göçler sayesinde günümüzde nüfusumuzun yarıdan fazlası kentlerde yaşamaktadır.
Ülkemizde göçlerin büyük kısmı yerleşmek için yapılır. Bu tür göçlere sürekli göçler denir. Bir de mevsimlik göçler vardır. Bu tip göçler genellikle yaz mevsiminde tarım ürünlerinin hasadında çalışmak için yapılmaktadır. Özellikle Çukurova’ya pamuk, Doğu Karadeniz kıyılarına da çay ve fındık tarımı için mevsimlik işçi göçleri meydana gelmektedir. Ayrıca yazın turizm faaliyetlerinden dolayı Akdeniz ve Ege bölgelerinin kıyılarındaki turistik mekanlara yapılan göçleri de bu tür göçler arasında gösterebiliriz.
Ülkemizde göçler özellikle Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden diğer bölgelere doğru olmaktadır.
En fazla göç veren iller; Artvin, Trabzon, Rize, Bayburt, Gümüşhane, Sinop, Kastamonu, Kars, Tunceli, Hakkari, Muş, Bingöl, Siirt, Sivas, Ağrı ve Kırklareli’dir. En fazla göç alan iller ise İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Mersin, Antalya, İzmit ve Bursa’dır.
Ülkemizdeki kırsal ve kentsel nüfusun değişimi
Kırsal bölgelerden kentlere doğru meydana gelen göçlerin nedenlerini söyle sıralayabiliriz;
a. Kırsal Kesimdeki İtici Etkenler
* Kırsal bölgelerde hızlı nüfus artışından dolayı tarım alanlarının küçük parçalara ayrılması
* Kırsal kesimlerdeki eğitim ve sağlık hizmetlerinin yeterince gelişmemiş olması
* Tarım alanlarında makine kullanımının artması ile birçok insanın işsiz kalması
* Genellikle kırsal kesimdeki ekonomik yetersizlikler insanların göç etmesine neden olur.
- Kentlerdeki Çekici Etkenler
* Kentlerde gelişmiş olan sanayi ve ticaret sayesinde iş imkanlarının daha fazla olması
* Kentlerdeki eğitim ve sağlık hizmetlerinin oldukça gelişmiş olması
* Bu nedenlerden dolayı ülkemizde kırsal bölgelerden büyük kentlere hızlı bir göç meydana gelmektedir. Ülkemizdeki kentleşme hızı sanayileşme hızını geçmiştir.
Bu yüzden kentlerde birçok sorunlar ortaya çıkmıştır. Büyük kentlerde çok hızlı artan nüfustan dolayı meydana gelen sorunları şöyle sıralayabiliriz;
* Çevre ve hava kirliliğinin ortaya çıkması
* Gecekondulaşmanın artması
* Yol, su, elektrik ve kanalizasyon gibi alt yapı yetersizliklerinin ortaya çıkması
* İnsanların oturabileceği konutların yetersiz kalması
* Göç edenlerin kentlerdeki sosyal çevreye uyum sağlayamamaları
- Yurdumuzda Nüfus Artışının Nedenleri ve Sonuçları
Bir alanda, belirli bir süre içinde, insan sayısındaki artışa nüfus artışı denir. Nüfus artışı doğal olarak doğumların ölümlerden fazla olması ile meydana gelir. Göçler de nüfus artışına neden olan faktörlerdendir. Ülkemizde doğum oranı yüksek olduğu için nüfus artış hızımız % 2 civarındadır. Bu durum ülkemizdeki nüfusun oldukça genç olmasını sağlamıştır. Türkiye’deki nüfus artışının başlıca nedenleri şunlardır: - Sağlık Hizmetlerinin Gelişmesi
Ülkemizde özellikle 1950 yılından sonra sağlık hizmetlerinde bir iyileşme olmuştur. Bu sayede salgın hastalıklardan ölenlerde ve doğum sırasında çocuk ya da anne ölümlerinde bir azalma meydana gelmiştir. Bu da nüfus artışına olumlu katkı sağlamıştır. - Beslenme Şartlarının İyileşmesi
Ülkemizde son yıllarda hayvansal ve bitkisel bazı besinlerin üretimi artmıştır.
Aynı zamanda ülkemizin gelişmesi ile birlikte insanların gelirleri arttığı için bu besinlere ulaşmaları kolaylaşmıştır. Bu durumda nüfus artışına olumlu etki yapmıştır. - Dış Göçler
Ülkemiz nüfusunun artmasında dışarıdan yapılan göçlerinde etkisi vardır.
Cumhuriyet kurulduktan sonra ülkemize Yunanistan, Bulgaristan, Irak ve Kafkaslar’dan 2 milyona yakın insan göç etmiştir.
Ülkemizde hızlı nüfus artışının neden olduğu sorunlarda vardır.
* Işsizlik oranının artması
* Kalkınma hızının düşmesi
* Gelir dağılımında dengesizliklerin ortaya çıkması
* Eğitim ve sağlık hizmetlerinin zorlaşması
* Çevre ve trafik sorunlarının artması
* Geçim sıkıntılarının artması
* Konut (ev) yetersizliğinin ortaya çıkması gibi birçok olayın nedeni hızlı nüfus artışıdır.
Ülkemizde nüfus artışının azaltılması için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bunlardan en önemlisi aile planlaması çalışmalarıdır. Zaten son yıllarda ülkemizde nüfus artışında belirgin bir düşüş meydana gelmiştir. Normal şartlarda insanlar bakabilecekleri kadar çocuğa sahip olmalıdırlar.