Psikoloji Bilimini Tanıyalım Konu Anlatımı
Yeryüzünün en karmaşık canlısı insandır. İnsanoğlu dünyamız için önemlidir; çünkü çevresi üzerinde en büyük etkiyi o yapar, kültür ve medeniyeti o oluşturur, geleceği onun davranışları belirler. Bütün bunlar, canlı türlerini, özellikle de insanı anlamamızı, onun davranışlarını ve düşünme biçimini açıklayabilmemizi gerektirmektedir.
Psikoloji: Çağdaş bilimsel psikoloji “canlı davranışlarını inceleyen bilim” olarak tanımlanır. Bu tanımda üç önemli öge vardır:
1. Canlı: Psikoloji, sadece insan davranışlarının bilimi değildir. Psikoloji biliminin kapsamına hayvan davranışları da girmektedir.
2. Davranış: Çağdaş psikoloji biliminin inceleme alanına üç tür davranış girmektedir.
Dıştan doğrudan gözlenen davranışlar: Bu davranışlara örnek olarak dakikada okunan kelime sayısı, kreşte çocuğun sergilediği sosyalleşme tepkilerinin yoğunluk ve sayısı, aç bırakılan deney hayvanının deney kutusundaki hareketlilik miktarı verilebilir.
Dıştan doğrudan gözlenemeyen davranışlar: Bilgi işlemleme süreçlerinin, biliş ve duyguların, kişiliğin dıştan ve doğrudan gözlenmesi mümkün değildir. Bu gibi süreçler dolaylı olarak gözlenir. Örneğin zekâ, onu ölçmek için geliştirilmiş olan standart psikolojik testlerle, dolaylı olarak gözlenir ve bu yolla ölçülür.
Psikofizyolojik tepkiler: Canlı varlıkların bir yönü zihin ve bilişsel süreçlerdir. İnsanlar algılar, öğrenir, hatırda tutar, davranışlarını kontrol eder, soyutlar, geneller.
3. Bilim / Psikolojinin Felsefeden Farkı: Bilim evren olaylarını açıklayan sistematik bilgiler bütünü olarak tanımlanabilir. Psikoloji biliminde davranışlar, bilimsel ölçütler uyarınca, bilimsel amaçlar doğrultusunda ve bilimsel yöntemler kullanılarak incelenir.
1. Bilim Öncesi Psikoloji İnsanoğlu kendisinin ve birlikte yaşadığı kişilerin tepkilerini tahmin etmek istemiş, bunları anlamaya çalışmıştır. Çünkü uyum ve varkalım bunu gerektirir. Antik Çağda, insanı anlama çabaları felsefe içinde yerini aldı. Yunan mitolojisindeki Psişe’nin adına ithafen bu dal “psikoloji” olarak adlandırıldı. Rönesansla birlikte felsefi psikolojinin konusu “zihin” oldu. İnsan zihni J. Locke ( Lak,1632-1704) ve D. Hume (Huym, 1711-1776) gibi empirist düşünürler tarafından ele alındı.
2. Bilimsel Psikolojiye Doğru Psikolojinin bilim öncesi olan döneminin sonlarında ünlü fizyolog/fizikçi H. Von Helmholtz (FonHelmholtz, 1821-1894), bir zihinsel süreç olan algılamanın fizyolojik temellerini deneylerle ortaya koymuştur. Böylece,zihinsel süreçlerin deneysel yani bilimsel yöntemlerle incelenebileceğini göstermiştir. Bilimde, olayların ölçülebilmesi gerekir. Matematikçi ve aynı zamanda bir filozof olan G. T. Fechner (Fehner, 1801-1887) zihnin ölçülmesinde kullanılacak psikofizik teknikleri geliştirmiştir.
© dersimiz.com
Bilimsel Psikolojinin Kurulması ve Ekoller Dönemi
Yukarıdaki gelişmeler, W. Wundt (Vundt, 1832-1920)’un 1879’da psikoloji bilimini kurmasına zemin hazırlamıştır. Kurduğu bu bilim dalını, Wundt “Yeni Psikoloji” olarak adlandırmıştır. Böylece, bilimsel psikolojiyi daha önce felsefe içinde yer alan psikolojiden ayırmıştır. Wundt Yeni Psikoloji’yi, zihni bilimsel yöntemler kullanarak ve deneysel çalışmalarla inceleyen bilim dalı olarak tanımlamıştır. Bilimsel psikolojinin başlangıcını beş ekol oluşturmuştur. Ekol; bir kurucusu veya lideri, belli bilim tanımı ve araştırma yöntemi olan, belirli bir coğrafi yörede geliştirilmiş görüşlere verilen addır.
1- Yapısalcı Ekol: Psikoloji ekollerinin ilkidir. Wundt tarafından kurulmuş ve etkinliğini 1879 ile 1900’ler arasında sürdürmüştür. Yapısalcı ekole göre, psikoloji “ne” sorusunu cevaplamalıdır. Bu doğrultuda Wundt psikolojiyi “sağlıklı insanın bilincini öğelerine analiz eden bilim dalı” olarak tanımlamıştır.
Çağdaş psikolojiye etkisi: Bilişsel süreçlerin deneysel olarak incelenmesi.
2- İşlevselci Ekol: Bu ekole göre, psikoloji “neden” sorusuna cevap aramalıdır. Etkinliğini 1896-1930 arasında sürdüren bu ekolde psikoloji “canlının amaca yönelik zihinsel süreçlerini inceleyen bilim dalı” olarak tanımlanmıştır. Ekolün üyeleri: W. James – J. Dewey
Çağdaş psikolojiye etkisi: psikoloji çalışmalarının sadece insanlar değil hayvanlar üzerinde de yapılması.
3- Klasik Davranışçı Ekol: Bu ekol psikolojinin zihin bilimi olarak görülmesine karşı çıkmış ve bilimsel psikolojiyi, “canlıların uyarıcılara gösterdikleri davranışlar” ile kısıtlamıştır. Ekol, etkinliğini 1913-1950 arasında sürdürmüştür. Bu ekolün kurucusu J. B. Watson (Vatsın, 1878-1958).
Çağdaş psikolojiye etkisi: Psikoloji çalışmalarının sadece gözlenebilen uyarıcı ve davranışlar üzerinde yapılması.
4- Geştalt Ekolü: Geştalt ekolü yapısalcı ekolün analitik yaklaşımına karşı çıkmış ve “bütünün (zihin), parçalarının toplamından ibaret olmadığını” öne sürmüştür. Bu görüş, özellikle algılama üzerinde yapılan araştırmalarla desteklenmiştir. Ekol 1913’te kurulmuştur. Bu ekolün kurucusu M. Wertheimer
Çağdaş psikolojiye etkisi: Bütünsel yaklaşım ve algılama ile ilgili ilkeler.
5-)Psikoanalitik Ekol: Bu ekol insan davranışlarının sadece bilinçli süreçlerle açıklanamayacağını öne sürmüş, psikoloji biliminin bilinçaltını da incelemesi gerektiğini savunmuştur. Ekol 1895’te kurulmuştur. Bu ekolün kurucusu S. Freud (Froyd, 1856-1939)’dur.
Çağdaş psikolojiye etkisi: Bilinçaltının güdüleyici kuvvetlerinin, bunlar arasındaki çatışmaların ve bu çatışmaların davranışa etkilerinin incelenmesi.