Türkiye’nin İklimi ve Yer Şekilleri Konu Anlatımı ile Türkiye’nin coğrafi yapısını ve iklim koşullarını daha iyi anlayın. Coğrafya, iklim bilimi ve doğa bilimleri.
Türkiye’nin İklimi ve Yer Şekilleri
Türkiye, Dünya üzerinde yapılan iklim sınıflandırmasına göre, Akdeniz ikliminin yayılış sahasına girer.
Ancak Türkiye’de;
– Yer şekillerinin engebeli olması
– Dağların uzanış yönü
– Üç tarafının denizlerle çevrili olması
– Yükseltinin batıdan doğuya doğru artması
gibi etmenlerin etkisiyle sıcaklık ve yağış bölgelere göre değişir. Bu durum Türkiye’de birbirinden farklı iklim tiplerinin görülmesine neden olur.
Örneğin; iç ve Güneydoğu Anadolu’da, kıtaların iç kısımlarında görülen yarı kurak step iklimi etkili olurken, Karadeniz Bölgesi’nde Kuzeybatı Avrupa’nın Ilıman okyanus iklimi, Doğu Anadolu’da ise yüksek enlemlerin soğuk karasal iklimi etkili olmaktadır.
TÜRKİYE’NİN İKLİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Türkiye’nin matematik konumu ile özel konumu çeşitli iklim tiplerinin görülmesinde birlikte etkili olmuştur.
- Matematik Konum (Enlem Etkisi)
Türkiye 36 -42 Kuzey paralelleri arasında, ılıman iklim kuşağının Ekvator’a yakın bölümünde bulunmaktadır.
Türkiye’nin matematik konumu ılıman iklim şartlarının etkili olmasına ve mevsimlerin belirgin olarak görülmesine neden olmuştur. Türkiye yazın daha çok güneyden gelen sıcak hava kütlelerinin kışın ise kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin etkisi altına girer.
– Türkiye orta kuşakta yer aldığı için dört mevsimbelirgin olarak yaşanır.
– Türkiye Yengeç Dönencesi’nin kuzeyinde yer aldığı için yıl içerisinde güneş ışınlarını hiçbir zaman dik açıyla almaz.
Ayrıca enlemin etkisine bağlı olarak Akdeniz kıyılarındaki sıcaklık ortalamaları Karadeniz ve Marmara kıyılarındaki sıcaklık ortalamalarından daha fazladır. - Özel Konum
Türkiye’nin iklimi üzerinde yalnızca matematik konum etkili değildir. Eğer böyle olsaydı güneyden kuzeye doğru gidildikçe sıcaklıklar düzenli bir biçimde azalır, yaklaşık aynı enlemler arasında yer alan Ege, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde aynı iklim şartlan görülürdü. Halbuki Türkiye’de kısa mesafelerde büyük iklim değişiklikleri ortaya çıkar. Bu duruma yol açan başlıca etmenler:
– Kara ve deniz dağılışı
– Yükselti
– Dağların uzanış biçimi ve bakı durumu
– Basınç merkezlerinin etkisi ve rüzgarlardır. - a) Kara ve Deniz Dağılışı
Denizler geç ısınıp geç soğuduğu için kıyı bölgelerimizin iklimi daha ılımandır. İç bölgelere gidildikçe karasallık etkisi artar. İç kesimler yazın daha çok ısınır kışın da daha çok soğur. Türkiye’de bu durum özellikle kışın belirginleşir.
Kışın kuzey kıyılarımız daha güneydeki kara içlerinden sıcaktır. Örneğin, Samsun’da ocak ayı sıcaklık ortalaması 7 C iken daha güneydeki Konya’da 0 C dir. Kara ve deniz dağılışının iklim üzerindeki bir başka etkisi de günlük ve yıllık sıcaklık farklarıdır. Kıyılardan iç kesimlere gidildikçe deniz etkisinin ve nem oranının azalmasına bağlı olarak günlük ve yıllık sıcaklık farkları da artar. Aynı durum iç kesimlerde yağış miktarının azalmasına neden olur.
Örneğin, Ege kıyılarında yıllık sıcaklık farkı 19 C iken bu değer, Doğu Anadolu’da 33 “C’yi bulmaktadır. Yine Ege Bölgesi’nden iç kesimlere doğru yağış miktarı da azalır. - b) Yükselti
Türkiye, ortalama yükseltisi fazla olan bir ülkedir. Yükselti genel olarak batıdan doğuya doğru artmakta ve Doğu Anadolu’da 2000 m’nin üzerine çıkmaktadır.
Bu nedenle doğuya doğru sıcaklıklar düşmektedir.
Örneğin; İç Anadolu’yla aynı enlemler arasında yer aldığı halde, Doğu Anadolu’da sıcaklık ortalamaları daha düşüktür. Ayrıca yüksek yerlerde ilk kar yağışları sonbaharda başlamakta ve kar örtüsü yaklaşık 6 ay yerde kalmaktadır. Yükselti farkı kısa mesafelerde de sıcaklık farkına neden olmaktadır.
Örneğin; Kars platosunda yazlar serin geçerken hemen yakınındaki Iğdır Ovası’nda yüksek sıcaklıklar görülmektedir. - c) Dağların Uzanış Biçimi ve Bakı Durumu
Ülkemizde dağların uzanışı sıcaklık ve yağışın dağılışı üzerinde büyük ölçüde etkili olmaktadır. Örneğin Toros dağlan, güneyden gelen nemli hava kütlelerinin Anadolu’nun iç kısımlarına sokulmasını büyük ölçüde engellerken, kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin de Akdeniz kıyılarına sokulmasını engellemektedir.
Bu durumun bir sonucu olarak, kışın Akdeniz kıyılarında ılık ve bol yağışlı bir mevsim yaşanırken, iç bölgelerimizde kış soğukları bütün şiddeti ile etkili olmaktadır.
Karadeniz Bölgesi’nde de özellikle yazın kuzeyden gelen nemli hava kütleleri, Kuzey Anadolu dağlarına çarparak yükselmekte ve soğuyarak yağış bırakmaktadır.
Ege Bölgesi’nde ise dağlar denize dik uzandığı için deniz etkisi 150-200 km içerilere kadar sokulabilmektedir.
Ülkemizde sıcaklığın dağılışı üzerinde etkili olan etmenlerden biri de bakı durumudur. Türkiye Kuzey Yarımküre’de olduğu için dağların güneye bakan yamaçları, kuzeye bakan yamaçlarından daha fazla güneş enerjisi alır ve daha fazla ısınır. - d) Basınç Merkezlerinin Etkisi ve Rüzgarlar
Türkiye; matematik konumu itibariyle, kuzeyden gelen soğuk hava kütleleri ile güneyinden gelen sıcak hava kütlelerinin karşılaşma alanında yer alır. Kışın genel olarak Sibirya üzerinden gelen yüksek basınç ile İzlanda üzerinden gelen alçak basıncın etkisinde kalır. Sibirya yüksek basıncı başta Doğu Anadolu olmak üzere ülkemizde kışların sert ve soğuk geçmesine neden olur.
TÜRKİYE’DEKİ İKLİM TİPLERİ
Türkiye’de genel olarak üç ana iklim tipi görülür. Bunlar Karadeniz, Akdeniz ve Karasal iklimdir.
Bunların yanında Trakya, İçbatı Anadolu gibi yerlerde geçiş iklimi özellikleri görülür.
Karadeniz iklimi
Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde ve Marmara Böl-gesi’nin Karadeniz kıyıları boyunca görülür. Yıllık sıcaklık farkı azdır (13 C – 15 C). Kışlar ılık (6 C -7 C), yazlar serin (21 C – 23 C) geçer.
– Her mevsim yağışlıdır.
– Yıllık yağış miktarı 700 – 2400 mm arasındadır.
– Doğu Karadeniz Bölümü’nde en fazla yağış sonbaharda, en az yağış ilkbaharda düşer.
– Batı Karadeniz Bölümü’nde yıllık yağış miktarı 1000-1500 mm’dir.
– Orta Karadeniz’de ise en fazla yağış kışın, en az yağış yazın olmaktadır. Yıllık yağış miktarı 700-1000 mm ara-sındadır. Diğer bölümlere göre yağışın az olmasının ne-deni yerşekillerinin hakim rüzgâr yönüne dik olmaması, gerisindeki dağların yükseltisinin az ve kıyıya uzak olma-sıdır.
– Doğal bitki örtüsü ormandır.
– Türkiye’de bulutluluğun, nemliliğin ve yağışın en çok olduğu, sıcaklık farkının, güneşli gün sayısının, güneş enerjisinden yararlanmanın en az olduğu iklimdir.
Akdeniz İklimi
En belirgin olarak Akdeniz kıyılarında görülmekle birlikte, Ege ve Marmara bölgelerinin kıyı kesimlerinde de etkili olmaktadır. Yalnız bu bölgelerde enlemden dolayı sıcaklıklar asıl Akdeniz iklimine göre 2 C – 3 C daha düşüktür.
Bu iklimde genel olarak;
– Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır.
– Yıllık sıcaklık ortalaması 18-20 C dir.
– Yağışların yarıdan fazlası kışın düşer.
– Kış yağışları yağmur şeklindedir.
– Kar yağışı ve don olayı çok azdır.
– Yağışlar cephesel kökenlidir.
– Yıllık yağış ortalaması 600-1000 mm arasındadır.
– Karakteristik bitki örtüsü zeytin, zakkum, mersin, kocayemiş, defne v.b. bitkilerden oluşan makilerdir.
Karasal İklim
Ülkemizde karasal iklim, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülür. Fakat bölgeler arasında karasal iklimde bazı farklılıklar vardır.
- İç Anadolu Tipi
– Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır.
– Kış mevsiminde sıcaklık 0 ile -3 C, yaz mevsiminde ise 20 C ile 25 C civarındadır.
– iç Anadolu’da en fazla yağış ilkbaharda düşer.
– Ortalama yağış 300-400 mm dir.
– Yağışlar konveksiyoneldir.
– Yıllık sıcaklık ortalaması ise 10 C – 12 C dir.
– Bitki örtüsü steptir. - Doğu Anadolu Tipi
– Karasal iklimin en şiddetli tipi bu bölgede görülür. Bunda bölgenin yüksek ve denize uzak olması etkilidir.
– Kış mevsiminde ortalama sıcaklıklar -2 C, -12 C arasındadır.
– Kar yağışı ve don olayları görülür. Kar 3-4 ay yerde kalır. Kışın ülkenin en soğuk yeridir. Bunun nedeni yükseltinin fazla olmasıdır.
– Yaz mevsiminde sıcaklıklar 18 C – 25 C civarındadır.
– Yıllık yağış miktarı 500-600 mm’dir.
– Doğu Anadolu’da en fazla yağış ilkbahar ve yaz aylarında görülür.
– Bölgenin Malatya, Elazığ gibi illerinde yükseklik fazla ol-madığından iç Anadolu’da olduğu gibi step iklimi etkilidir.
– Bitki örtüsü yükseklerde çayır, alçak yerlerde steptir. Yer yer iğne yapraklı ormanlara da rastlanır. - Güneydoğu Anadolu Tipi
– Bu bölgenin batısında Akdeniz iklimi etkileri görülürken, doğuya doğru karasallık artmaktadır.
– Bu bölgedeki karasal iklimde kış mevsiminde sıcaklık 2 C ile 5 C arasındadır. Dolayısıyla kar yağışı ve don olayları Doğu Anadolu’daki kadar etkili değildir.
– Yaz mevsiminde en yüksek sıcaklıklar bu bölgede görülür. (29 C – 31 C) Dolayısıyla buharlaşma şiddeti en faza bu bölgede olduğundan, kuraklık da çok fazladır.
– Yıllık yağış 400-700 mm arasındadır. Yağışların çoğu kış ve ilkbahar mevsimlerinde düşer, yazlar oldukça kuraktır.
– Bitki örtüsü steptir.
Yer Şekilleri
Türkiye, ortalama yükseltisi 1132 metre olan bir ülkedir. Bu durum, dağların fazla ve yüksek olmasının bir sonucudur.
Dağlar
Ülkemizde en geniş alan kaplayan yer şekilleridir. Ülkemizde genellikle doğu batı yönünde iki sıra halinde uzanan sıradağlar yer alır. Bu dağların kuzeyinde kalanı Karadeniz kıyısı boyunca uzanır. Bunlara Kuzey Anadolu dağları denir.
Adapazarı’nın doğusundan başlayarak Gürcistan sınırına kadar uzanır. Bu dağlar doğu batı yönünde birkaç sıra halindedirler. En yüksek kısmı Doğu Karadeniz Bölümü’ndeki Kaçkar dağlarıdır.
Güneydeki sıradağlar ülkemizin güney batısından başlayarak Van Gölü’nün güneyine kadar devam eder. Bunlara Toros dağları denir. Toroslar batı, orta ve güneydoğu Toroslar olmak üzere üç kısma ayrılır. Toroslar’ın büyük kısmı Akdeniz Bölgesi’nde bulunur. Buradaki en yüksek yer Aladağlar’dır.
Toroslar, Akdeniz Bölgesi’nde kıyıya paralel olarak uzanır. Güneydoğu Toroslar ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeyi boyunca uzanır. Buradaki en yüksek nokta Buzul dağı üzerindeki Uludoruk tepesidir. Ülkemizde bu iki sıradağdan başka Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde de daha küçük sıradağlar bulunur.
Ayrıca ülkemizde sönmüş volkan dağları yer alır. Bunlar; Doğu Anadolu’da Nemrut, Süphan, Tendürek ve Ağrı dağlarıdır. İç Anadolu’da ise Karadağ, Karacadağ, Hasandağı, Melendiz ve Erciyes dağları yer alır.
Plâtolar
Ülkemizde geniş alan kaplayan yer şekillerinden biri de plâtolardır. Plâto, çevrelerine göre yüksekte olan ve akarsularla derin yarılmış geniş düzlüklerdir.
Ülkemizde plâtoların en çok bulunduğu yer, Tuz gölü çevresidir. Burada Bozok, Cihanbeyli, Haymana ve Obruk plâtoları yer alır. İç Anadolu Bölgesi’nin doğusunda Uzunyayla plâtosu yer alır.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise Erzurum-Kars ve Ardahan plâtosu yer alır. Akdeniz Bölgesi’nde Taşeli, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise Gazi Antep ve Şanlı Urfa plâtoları yer alır. Plâtolar önemli tarım ve hayvancılık alanlarıdır.
Ovalar
Ova, çevresine göre alçakta kalan ve akarsular tarafından derince yarılmamış düzlüklere denir. Ovalar ülkemizin değişik yerlerine farklı yükseltiler halinde dağılmışlardır.
Deniz kıyısına yakın olan kıyı ovaları, akarsuların denize döküldükleri yerlerde bulunur. Bu ovalar akarsuların taşıyıp biriktirdikleri alüvyonlardan oluşmuştur. Bunlara delta ovaları denir.
Bunların en önemlileri Akdeniz kıyısında Çukurova, Karadeniz kıyısında Bafra ve Çarşamba ovalarıdır. Bu ovalar yurdumuzun en önemli tarım alanlarıdır.
İç ovalar ise, denizden uzak kesimlerdeki ovalardır. Bu ovaların bir çoğuda akarsuların biriktirdiği alüvyonlarla oluşmuş düzlüklerdir. Kayseri, Erzurum, Eskişehir, Muş, Malatya, Bursa, Elazığ, Erzurum, Iğdır, Altınbaşak ve Yüksekova gibi birçok iç ova ülkemizde yer alır.
Ege Bölgesi’ndeki ovalar ise yer kabuğunun kırılması ile oluşmuş uzun çukurluklar şeklinde uzanır. Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes ve Bakırçay vadileri boyunca akarsuların biriktirdiği alüvyonlardan oluşan bu ovalar doğu batı doğrultusunda uzanırlar.
Ovaların insan yaşamı üzerinde önemli etkileri vardır. Ovalar çok önemli tarım alanlarıdır. Yerleşmeye ve ulaşıma da oldukça elverişlidirler.