Öğrenciler tarafından büyük bir heyecanla beklenen sınav sonuçlarının açıklanmasıyla beraber sınav sürecinin önemli bir dönemine daha girmiş bulunuyoruz; tercih dönemi..
En az sınav kadar önemli olan tercih dönemi, bir çok öğrenci tarafından pek de önemsenmiyor. Her yıl binlerce öğrenci, bu dönemde yapılan hatalar sonucunda ya açıkta kalarak hiç bir üniversiteye yerleşemiyor ya da yanlış üniversite/bölüm tercihleriyle hiç sevmediğini yerlere yerleşiyorlar.
Peki uzmanlar bu konuda neler söylüyor, araştırmalar neyi gösteriyor isterseniz bir de onlara kulak verelim.. Bu yazımızda elimizden geldiğince tercih dönemi hakkında sizi bilgilendirmeye çalışacağız. Doğru tercih listesi için yazımızın devamına bekliyoruz 🙂
Sevdiğiniz Bölümü Seçin
Unutmayın ki hayatta hiç bir şey sizden daha önemli değil! Seçeceğiniz mesleğe karar verirken aile ve çevre baskısı, sınav puanınız, mesleğin popülaritesi, maaşı vs gibi konular etkili olmasın!
Gerçekten istediğiniz bir bölümü seçin çünkü yaklaşık 50 yıl boyunca hayatınızı bu meslekle ilgilenerek geçireceksiniz. Size ve karakterinize en uygun mesleği bulmalı, araştırmalı ve bu meslekten insanlarla tanışarak bilgi edinmelisiniz. Bu sayede o mesleğin size uygun olup olmadığını anlayabilirsiniz.
Üniversiteleri Araştırın
Tercih döneminde en sık yapılan hatalardan birisi de üniversiteleri araştırmadan tercih listemize eklemek oluyor.. Listeye eklediğiniz üniversite ve bölümlerin tek kriteri sıralamanıza uyup uymadığı olmamalı. Aynı zamanda üniversitenin konumu, size sunduğu akademik imkanlar, üniversitenin bulunduğu şehrin olanakları, üniversiteden mezun olduktan sonra sunduğu iş imkanı var mı, üniversitede bulunan akademisyenlerin ünvanlarına ve çalışmalarına kadar araştırma yapmalısınız. Böylece üniversiteyi kazandığınızda ne ile karşılaşacağınızı bilir ve hayal kırıklığı yaşamazsınız 🙂
‘Puanıma Yazık Olmasın’ Diyerek Geleceğinize Yazık Etmeyin
Sınavdır bu düşük almakta var, yüksek almakta.. Moral bozmaya ve dünyanın sonu gibi davranmaya gerek yok. Eğer sınav dönemi boyunca bir hedef uğruna savaştıysanız ve sonucunuz sizi bu hedefe götürmüyorsa pes etmeyin, ‘puanıma yazık olmasın’ diyerek tercih yapmayın. Gerekirse 1 sene daha hedefiniz için savaşın!
Tercih Yaparken Puan mı? Sıralama Mı?
Tercih listesi oluşturulurken puandan ziyade, Türkiye başarı sıralamanızı göz önünde tutmalısınız. Bir önceki yıldaki başarı sıraları size bu konuda yardımcı olabilir. Her yıl sistem ya da sayılar değişse de başarı sıraları bize en sağlıklı göstergeyi sağlar.
Örneğin; oldukça zor bir sınava girip 400 alan bir öğrenciyle, daha kolay bir sınava girip 400 puan alan bir öğrenci aynı sıralamaya sahip olmayacaktır. Bunun sebebi: Zor sınavda 400 puan alan öğrenci sayısı azken sıralama yükseliyor (Örnek: 5.000), kolay sınavda ise 400 puan alan öğrenci sayısı fazla oluyor ve sıralama azalıyor. (Örnek: 10.000)
Bölümlerin ve üniversitelerin puanlarını ve sıralamalarını öğrenmek için tıklayınız.
Tercih Listesini Nasıl Hazırlamalıyız?
Öğrencilerin tercih listelerini oluştururken sıklıkla yaşadıkları sorun, seçecekleri yükseköğrenim programlarını nasıl sıralayacaklarıyla ilgili oluyor. Bu noktada adayların kafası karışıyor ve neyi kıstas alacaklarını bilemiyorlar. Kimisi girmek istediği programları en yüksek puandan en düşük puana göre sıralıyor, kimisi önce tıp fakültelerini sonra mühendislikleri sonra işletmeleri sıralıyor, kimi aday üniversitenin bulunduğu ile göre sıralama yapıyor, kimi önce devlet üniversitelerini sonra vakıf üniversitelerini yazıyor.
Bu konuda farklı davranış şekilleri var, ama tek bir doğru yöntem var; adayın gerçekten okumak istediği bölümleri, en çok okumak istediğinden başlayarak sıralamasıdır, yani ‘İSTEK’ sırası yapmasıdır. Bu tip bir listede düşük bir programdan sonra ondan daha yüksek puanlı bir program gelebilir. Birçok kişi bu durumun hatalı olduğunu, yüksek puanlı programın düşük puanlı programın üstüne yazılması gerektiğini, aksi durumunda ‘ölü tercih’ olacağını söyler.
Adaylar şunu iyi bilmelidir, aslında hiçbir tercih ölü tercih değildir. İşin özü şu: Puanı yetmediği için düşük puanlı programa giremeyen bir aday, bundan sonra yazmış olduğu daha yüksek puanlı programa da giremez. Ancak adaylar şunu da unutmamalı; üniversite programlarının taban puanları yıldan yıla değişiyor. Puanlarda bazı yıllar artış, bazı yıllar düşüş olabilir. Bu nedenle düşük puanlı bir programdan sonra yazmış olduğunuz yüksek puanlı bir program, o yılki tercihlere bağlı olarak daha düşük bir puana gerileyebilir.